Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

Facebook’tan ‘Beynimizle Mesajlaşabileceğimiz’ ve ‘Tenimizle Duyabileceğimiz’ İki Proje

Facebook’tan ‘Beynimizle Mesajlaşabileceğimiz’ ve ‘Tenimizle Duyabileceğimiz’ İki Proje
Derya Öztürk

Facebook, birkaç sene içerisinde dokunmatik ekranı ilkel bir teknoloji haline getirebilecek yeni projeler üzerinde çalıştığını duyurdu. “Bir gün yalnızca beynimizi kullanarak iletişim kurabileceğiz” diyen Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, bu fikrini hayata geçirebilecek iki projesini açıkladı.

Facebook’un tüketici donanım laboratuarı olarak bilinen Building 8’in çalışmalarıyla ilgili gizem, Facebook’un San Jose’de gerçekleştirilen yıllık geliştirici toplantısında perdelerini araladı ve ilk iki proje tanıtıldı. Building 8’in başkanı Regina Dugan, 60 takım arkadaşıyla birlikte sadece beyin dalgaları kullanarak yazı yazabileceğiniz bir teknoloji üzerinde çalıştıklarını açıkladı. İkinci proje ise insanları teninizi kullanarak dinleyebileceğiniz bir teknoloji üretmek. Zuckerberg nihai amaçlarının bu teknolojileri giyilebilir hale getirmek olduğunu söylüyor.

Dugan kendi Facebook sayfasından yaptığı açıklamasında her iki projeyi de “sessiz konuşma arayüzleri” olarak tanımlıyor. Dugan ilk projede sesin hızı ve esnekliğiyle, mesajlaşmanın mahremiyetini harmanlamayı amaçladıklarını söylüyor. İkinci proje ise Dugan’a göre dil engelini ortadan kaldıracak ve “Mandarin konuşup, İspanyolca hissedebileceğiz“.

İki proje hakkında Facebook tarafından yapılan açıklamalar ise şu şekilde:

Proje 1: “Beyin dalgalarınızla yazın”

Sadece beyin dalgalarınızı kullanarak dakikada 100 kelime yazabileceğiniz bir sistem yaratmayı amaçlıyoruz. Bu da, şu anda telefonunuzda yazdığınızdan yaklaşık 5 kat daha hızlı yazabileceğiniz anlamına geliyor.

type with your

Bu, beyninizde rastgele dönen düşüncelerin yazıya dökülmesi demek değil. Paylaşmaya karar verdiğiniz ve beyninizin konuşma merkezine yolladığınız kelimelerin yazıya dökülmesi anlamına geliyor. Bu da aynen birden çok fotoğraf çekip onlardan sadece birkaçını paylaşmak için seçmeniz gibi olacak.

Bunun için sinyal bozulmaları olmaksızın beyin aktivitesini saniyede yüzlerce kez ölçebilen yeni, noninvaziv sensörler kullanılması gerekiyor. Fakat bugün bunu yapabilen bir görüntüleme yöntemi henüz yok. UC San Francisco, UC Berkeley, Johns Hopkins Medicine, Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı ve Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 60’tan fazla bilim insanı, mühendis ve sistem entegratöründen oluşan ekibimiz bunun üzerinde çalışıyor.

Proje 2: “Teninizle Duyun”

hear with your skin

İkinci projede ise deri vasıtasıyla konuşmanın iletilebileceği bir donanım ve yazılım üzerine yoğunlaşıyoruz.

2 m²’lik bir sinir ağı olan derimiz, bilgilerin beynimize aktarılmasını sağlar. 19. yüzyılda Braille, küçük vuruşların beyinde kelime olarak tercüme edilebildiğini ortaya çıkardı. 20. yüzyılın başında Helen Keller’in deneyimlerine dayanan Tadoma yönteminden de biliyoruz ki; sağır ve kör çocuklar hava püskürtmeleri sonucu oluşan baskı değişimleriyle ve bir kişinin boğazına yerleştirdikleri ellerinde hissettikleri titreşimlerle öğrenip iletişim kurabiliyorlar. 1950’lerden günümüze, bu tekniklerin tümünün ortak noktası beynimizin, bileşenleri kullanarak dili yeniden yapılandırma yeteneğidir.

Kulaklarımızdaki koklea, sesi alır ve beynimize iletilen frekans bileşenlerine ayırır. Biz koklea görevinin aynısını yapabiliriz; ortaya çıkan frekans bilgisinin de cildiniz vasıtasıyla iletilmesini sağlayabiliriz.

Bu teknoloji ile dil ve kelime öğrenme kabiliyeti, tenimizle duyabilmemizin sadece başlangıcı olacak.

Kaynak:

http://www.businessinsider.com/facebook-confirms-working-on-mind-reading-technology-2017-4#EXjqrlQioyM8JPbx.99

 

Submit a Comment