Stanford Üniversitesi’nden Ağız Kanseri İçin Yeni Cihaz
Ağız kanseri vakalarında yaşanan artış, araştırmacıları her alanda olduğu gibi dijital alanda da çalışmaya itti. Dijitalin hızlı ve gerçek zamanlı geri bildirimleri nedeniyle tüm sağlık alanlarında sıklıkla kullanılmaya başladığını biliyoruz. Bu bağlamda Stanford Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, ağız kanseri teşhisinde kullanılmasını planladıkları bir aparat geliştirdiler.
Aparat, kamera üzerinde yerleşen ve ağzınızın içini tarayan bir sistemden oluşuyor. Uygulama sayesinde potansiyel hastalara ulaştırılan yönlendirmeler yoluyla ağız içinde gerekli açılardan görüntüler alınıyor.
Araştırmacılara göre ağız içi oyukların pek çok hastalığın işaretçisi olması mümkün. Bu hastalıklardan bazıları endometriyal fubrozis, diş eti iltihabı ve ağız kanseri.
Dünya çapında 400,000 ağız kanseri vakası rapor edilmiştir. Raporların üçte biri gelişmekte olan ülkelerden geliyor. Aynı zamanda bu ülkelerde teşhisi koyan her bir doktora 50,000 hasta düşüyor. Patent başvurusunda bu sayıları görmek mümkün oluyor.
Dünya çapında tütün ve tütün mamullerinin tüketiminin %70’i gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşiyor. Yapılan çalışmalarda ağız kanserinden kurtulma oranının %50 olduğu bilinirken, erken teşhis ile bu kanserden kurtulma oranının %90’lara çıktığı belirtiliyor.
Ağız kanseri konusunda farklı firmaların da önceki çalışmaları biliniyor. Aetna’nın 2012 yılında New York içindeki tüm dişçilerle ortak yürüttüğü bir çalışmada, iPad yardımıyla dişçilerin hastalarına ağız kanserinden korunma yollarını öğrettiği daha önce duyurulmuştu. Bu programda tıbbi bilgiler, hasta verileri ve karar destek teknolojisi kullanılarak, dişçilerin hedeflenen hastalara daha kişisel öneriler vermelerini sağlayacak bir karar destek sistemi kullanılmıştı.
Ağız üzerine Princeton Üniversitesi mühendislerince hazırlanan bir başka aygıt da, dövme benzeri bir ağız içi sensör yardımıyla ağız içindeki oyukları inceleyerek ülsere neden olan ameliyat enfeksiyonları ve bakterileri tespit ediyordu.
Önleyici sağlık çalışmalarının giderek artması (sigara yasakları, vergilendirmenin artması, reklam yasakları vb.) erken teşhis çalışmalarının önemini azaltmıyor. Pek çok bilim adamının bu gibi faaliyetlerde bulunması, dijitalin tıp alanında nasıl etkili kullanılabileceğini kanıtlıyor.
Submit a Comment