Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

Sağlığınızı Teknolojiye Emanet Eder misiniz?

Sağlığınızı Teknolojiye Emanet Eder misiniz?
Buğrahan Ceylan

Çoğu sağlık kurumunda, hastaların kayıt dosyalarını hastaneler içinde bulmakla, yeniden oluşturmakla ve bir yerden başka bir yere taşımasıyla geçen o meşakkatli dönem bitmiş gibi gözüküyor. Yeni sistemlerin kurulu olduğu hastane ve diğer sağlık kuruluşlarında akıllı sistemler sayesinde, çoğu zaman hastanın dosyalarını taşımasına ve eziyet çekmesine artık gerek kalmadı.

Sağlıkta uygulamaya konulan yeniliklerde başı çeken ve bir örnek teşkil eden A.B.D., uzun bir zamandır sağlık bilgilerinin kaydedilmesi ve uygulanan tedavileri elektronik sistemler aracılığıyla kayıt altında tutmaktadır. 2011 yılında yapılan bir araştırmada Amerika’da bulunan hastanelerin neredeyse %35’i elektronik sistemlere geçmiş bulunmaktadır. Bu sayı 2009’da yalnızca %16 idi.

Kullanılan bu elektronik sistemlerin gerçekten çok işe yarar olduğu ve işlemleri kolaylaştırdığı kesin, hatta teşhis etme süreci için hazırlanmış yazılımlar dahi (güvenilirliği tartışılabilir olsa da) pek çok işlemin daha hızlı gerçekleşmesini sağlıyor.

Elektronik sistemlerin sağlık sektöründe karar verme mekanizmaları üzerinde araştırmalar yapan psikolog Victoria Shaffer: “Örneğin hastalar, apandisit şüphesiyle muayene olmak için doktora başvurduklarında, doktorlar teşhis için her durumda yardımcı cihazları kullanmayı tercih ediyorlar.”

Bu durumdan, hastaların memnun kaldığını söylemek pek mümkün değil.

Yapılan bir başka çalışmada; hastaların, kendi başına karar veren doktorları, diğer meslektaşlarına danışanları ve yardımcı yazılım kullanarak karar veren doktorları değerlendirmeleri istenmiştir.

“Hastaların genellikle, bir başka doktordan tavsiye ve yardım isteyen doktorlarla ilgili herhangi olumsuz düşünceleri olmamakta. Pek çoğunu en çok telaşlandıran nokta; yapılan teşhislerin bir bilgisayar yardımıyla yapılmış olduğu.” diyor Shaffer.

Bu konuyla ilgili tam bir kesin sonuç olmasa da Shaffer’ın bir hipotezi bulunmakta:

“ Bizim düşüncemize göre, hastalar muayene sırasında doktorlarıyla olan ilişkilerini en önemli kısım olarak görüyorlar. Ne tür bir rahatsızlıklarının olduğunu anlatabilmeleri, doktor-hasta iletişiminde, hastalar için önemli bir nokta. Böyle bir iletişimin içerisindeyken uzman aniden bilgisayarına ya da tabletine danışmaya kalktığı zaman, hastaların çoğu kurmaya çalıştıkları güven bağını ve iletişimi kaybediyorlar.”

Shaffer’a göre bu güvensizlik duygusu, hastaların verilen kararları ve tedavi yöntemlerini beğenmemelerine hatta bu kararları uygulamamasına bile sebep olabiliyor.

Teknolojik devrim sayesinde bu tür cihazlar her alanda, herkesin eninde sonunda kullanmaya başlayacağı araçlar. Bu gelişmeye tam bir uyum sağlayabilmek için gereken tek şey ise sabır ve zaman. Çünkü bilginin ilerleyişi ve hayatımıza etki ediş hızı o kadar süratli ki iki kuşak arasındaki, bilgiye ulaşma ve uyum sağlama süreci dahi aynı olamamaktadır. Teknolojinin, yaşayan her birey için güvenilir ve kullanılabilir birer araç haline gelmesi eğitim, kültür ve merak ile şekillenecek bir süreç.  Tüm bunların gelişmesi için ise en önemli şey; zaman.

Kendi ülkemizi düşünürsek eğer, hasta-doktor ilişkisi belki de muayene süreci içerisindeki en önemli etken.  Hastanın doktorlar ile kurduğu iletişim, uzmana rahatsızlığın anlatılması, doktorun muhtemel sebepleri anlatması, çözüm yolunu açıklaması hatta duruma göre güven aşılamasının, özellikle Türk insanı için çok değerli olduğunu düşünüyorum.  Aksi halde, iletişim kopukluğu ve bilgisizlik sebebiyle, muayene eden doktor için “bilgisiz ve bilgisayar olmadan işini bile yapamadığı” gibi önyargılı düşünceler, zaten ülkemizde büyük bir sorun olan doktorlara şiddet seviyesini kesinlikle arttıracaktır.

 

 

 

Submit a Comment