Dijital çözümler sağlık sektöründe kayda değer gelişmelere sebep oluyor. Brookings Center for Technology Innovation, 2017’e kadar, global mobil sağlık pazarının 23 milyar dolar hacme sahip olacağını belirtti. Akıllı telefonlar için tasarlanan tıbbi uygulamalar birçok hastalığa çözüm getirir nitelikte fakat sorgulanması gereken asıl konu, bu uygulamaların gerçek etkinlik alanlarıdır. Mayo Clinic, kalp krizi sonrası hastaların adaptasyon sürecinde kullandığı bir mobil uygulama hakkında bir araştırma yürütüyor. Araştırmayla, uygulamanın hasta üzerinde yarattığı pozitif etki inceleniyor.

Araştırmada, kalp veya damar hastalıkları nedeniyle hastanede tedavi görmüş 44 kişinin oluşturduğu grup ikiye ayrılıyor; kalp krizi sonrası adaptasyon sürecinde mobil uygulama kullanılması tavsiye edilen 25 kişilik araştırma grubu ve klasik adaptasyon süreci yaşayan 19 kişilik deneme grubu incelemeye alınıyor. Akıllı telefon ile uygulamayı gün aşırı kullanan araştırma grubu, fizyolojik verilerini kaydediyor ve uygulamanın hastaya sunduğu fiziksel aktivite önerilerini yerine getiriyor. Sonuçlar oldukça çarpıcı zira tedavilerinden sonraki ilk 90 günde, klasik adaptasyon sürecindeki hastaların %60’ı, adaptasyon sürecinde mobil uygulama kullanan hastaların ise %20’si hastaneye veya acil servise dönüş yapmış.

Mayo Clinic kardiyoloğu, Amir Lerman akıllı telefonların günlük kullanımının yanında kalp ve damar hastalıkları risklerinin azaltılması ve adaptasyon sürecinin kolaylaştırılmasında etkin rol oynadığını belirtti.

Mobil uygulama; tansiyon, kilo, kandaki şeker oranı ve yeme alışkanlıkları gibi hastanın fizyolojik durumu ile ilgili birçok veriyi kaydedip ve analiz edebiliyor. Kaydedilen bu veriler, 3 aylık bir süre sonucunda, olası kalp ve damar hastalıkları tekrarına karşı kişiye özel fizik aktivite önerisinde bulunuyor. Araştırmanın yöneticisi, R. Jay Widmer, hastanın tedavi sonrası günlük yaşama uyum sürecinin hastalığın tekrarlanmaması açısından çok önemli rol oynadığını belirtirken, bu süreçte, kullanılan mobil uygulamanın, hastanın adaptasyon sürecini kolaylaştıracağını ve programa sadık kalındığı sürece cerrahi müdahale sonrası tedavide de büyük gelişme görüleceğini ekliyor.