Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

Sosyal Medyanın Medikal Evrimi

Sosyal Medyanın Medikal Evrimi
Berk Geyik

Tıptaki birçok yeni teknolojik gelişme o kadar baş döndürücü bir hızda gelişiyor ki, doktorların bu gelişmeleri takip edebilecek zaman ayırabilmeleri güç olabiliyor.

İnsanlar elektronik sağlık kayıtlarının nasıl yararlar sağlayabileceğini ve robotik cerrahi tekniklerinin nasıl veya nerelerde kullanılabileceğini sosyal medyanın ortaya çıkışına kadar bilmiyorlardı.

Sosyal Medyanın oynadığı rollerden en belirginlerinden biri hastaların ya da genel anlamda sağlık tüketicilerinin, tıbbi destek sağlayan kişi ve kurumlarla bağlantı kurabilmelerini, sorularını cevaplayabilmeleri olsa da, aynı zamanda sağlık eğitiminin gelişimi ve devamlılığı açısından da sosyal medya büyük önem taşımaktadır.

Yukarıdaki açıklamaları örneklendirecek olduğumuzda, Information Week tarafından yayımlanan son çalışmalara göre; doktorların günümüzde en yaygın sosyal medya platformlarından biri olan Twitter’ı tıp eğitiminde önemsediklerini ve tavsiye ettiklerini göstermiştir.

2012 yılında Avustralya’da dünyaca tanınmış fizyoterapistlerinden Mike Cadogan  bir grup fizyoterapist, eğitimci ve dijital medya meraklılarıyla konuştu. Aslında Cadogan, burada hayal kırıklığı yaşadığını itiraf ediyor. Cadogan; “Sosyal medyanın sağlık alanında kullanımı konusunda  azımsanmayacak ölçüde birçok doktor ve eğitimci olumsuz anlamda direnç göstermektelerdi. Gösterdikleri bu direnci kırabilmek için büyük bir mücadele verdiğimi söylemeliyim” diye konuştu.

Cadogan’a göre geçen 2 yıllık süre zarfında doktorların ve eğitimcilerin sosyal medyaya karşı bakış açıları değişti. Öyle ki; bloglar, podcastler, video ve görüntülü sohbetler için günümüzde doktorlar meslektaşlarını, eğitimciler öğrencilerini iletişim kurma amacıyla Twitter’ı kullanıyorlar ve kullanılmasını da teşvik ediyorlar.

Cadogan konuyla ilgili olarak, Information Week’te tıp alanında uluslararası boyutta büyük çapta araştırmacı ve dünyaca ünlü doktorların birbirlerinden coğrafi açıdan ne kadar uzak olsalar da sosyal medya sayesinde birlikte hareket edebildiklerinden, ders kitabı, e-dergi hazırlayabildiklerinden, görüşlerini paylaşabildikleri ve tartışabildiklerinden söz ediyor. “Hiçbir ücret ödemeden, tıptaki güncel olayları ve gelişmeleri an be an takip edebilmek, duyduklarınızı paylaşabilmek, tartışabilmek, haberdar olabilmek çok heyecan verici!”

MAYO-CLINIC1

Medical Practice Insider’ın yapmış olduğu araştırmada, tüm dünyadaki sağlık harcamalarının %75’inin önlenebilir hastalıklardan kaynaklandığını göstermiştir. Sosyal Medya, önlenebilir hastalıklar içinde yüksek risk faktörü taşıyan insanların bilinçlendirilmesine yönelik kullanılabilir. Örneğin, yeni veriler ışığında tüm dünyada obeziteye karşı savaş açan Mayo Clinic ’in Twitter’da 800.000 civarında, Facebook’ta da 500.000’den fazla insanın takip ettiğini göstermiştir. Bu sayı günden güne artmaktadır. Bu sayede anlıyoruz ki, sosyal medyanın kullanımının önlenebilir hastalıklara karşı bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarda, birçok avantaj sağladığını ve etkin yol olduğunu ortaya koymaktadır.

Submit a Comment