Şimdiye kadar dijital sağlık alanında, akıllı telefonlar için geliştirilen uygulama ve aparatlar kullanıcıların kendilerini bir bilim kurgu senaryosu içinde bulunduklarını düşündürecek kadar gelişmiş durumdalar. Fakat tüm bu teknoloji nimetleri sağolsun, tek bir cihazdan neredeyse çoğu temel sağlık kontrolleri kolayca yapılabiliyor. Üstelik pek çok kişinin dert yandığı bir yığın kağıt işi ve hastanelerde sıra alma derdi olmadan.

Örnek vermek kolay; kan basıncınzı ölçmek istiyorsanız telefonunuza bağlayabileceğiniz ek bir cihaz saniyeler içinde size ölçümleri verebilecektir ya da kalp ritminizde problem olup olmadığını, parmaklarınızı doğru yerlere koyarak öğrenebilirsiniz. Bu gibi işlemler yavaş yavaş bir standart haline gelmekle beraber, daha gelişmiş ek cihazlar sayesinde kulak iltihabınız olup olmadığını ya da göz muayenenizi hatta sonogram işlemini dahi gerçekleştirebilirsiniz. Eğer bu kadarının çok fazla gereksize kaçtığını düşünüyorsanız şunu söylemekte yarar var ki şirketlerin pek çoğu akıllı telefonları yeni nesil sağlık hizmetlerinin geleceği olarak görmekte ve bunun için pek çok çalışma yapmaktadır. Yani, gelecekte ister sevin ister sevmeyin bu tip işlemlerin yapıldığını çok daha sık göreceksiniz.

Küçük bir ek sayesinde iPhone ile  kan şekerinizi ölçümleyebilmenizi sağlayan iBGStar’ın yaratıcısı Joseph Flaherty bu konu ile ilgili: “İnsanların yalnızca bir cep telefonu değil, aynı zamanda kendi sağlık durumları için (ve diğer başka şeyler için) tüm doğru araçları sağlayabilen bir cihaz yaratmaya çalışıyoruz” dedi. Bu sebeple, eğer tablet ve akıllı cihazların gelişim süreçlerinin çok hızlı olduğunu düşünüyorsanız acele etmeyin çünkü bu hız gün geçtikçe daha da artmaya devam ediyor. Üstelik son gelişmeler ve dünya devlerinin duyurularına göre artık yalnızca akıllı telefonlar değil, akıllı saatler ve başka giyilebilir teknoloji ürünleri de yolda.

San Fransisco’da bulunan California Üniversitesi bu gelişimin hızını ölçmek ve sağlık alanındaki kullanımı hakkında sayısal veriler elde edebilmek amacıyla, 1 milyon kişi ile geniş çapta bir araştırma başlatmış durumda. Bu araştırmada, insanların ne kadarının akıllı telefonlarını aktif olarak kendi kalp ritmleri, kan şeker oranları ve diğer yaşamsal fonksiyonları ölçmek için kullandıklarını öğrenmeyi amaçlıyorlar.

Kişisel sağlık takibi için geliştirilen bu yazılım ve ek donanımla geliştirilmeye devam edilirken, tabii ki pek çok tartışmayı da beraberinde getirmektedir. Bunlardan bir tanesi ise, bu teknolojilerin sanıldığı gibi gerçekten hasta ve doktorlar için somut yarar sağlayabildiği mi sorusu. Pek çok ek cihazın en azından 150$ maliyeti olması dünyada çoğu insan için problem olabilmekle beraber henüz çok yoğun bir yaygınlığın da olmadığı tahmin edilmektedir.

American Academy of Family Physicians‘tan Dr. Glen Stream bu konu hakkında ise şunu söylüyor: “Bazen teknoloji, insanların buna hazır olmasından çok daha hızlı bir şekilde gelişir. Henüz ihtiyacının tam olarak farkına varılmamış ya da bir seferde uyum sağlanamayacak kadar çok gelişme yaşanması aslında negatif bir etki.”

Tabii günümüzde pek çok mobil uygulamanın doktor tavsiyesi olarak hastalara verilmesi ve Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin bu uygulamalara onay ve rehber sunması aynı zamanda çok büyük potansiyellerin de bulunduğunu göstermektedir.

Şu bir gerçek ki akıllı telefonlar gün geçtikçe daha da yaygınlaşmaya devam ediyor ve bu cihazlar için hazırlanan sağlık uygulamaları ve aparatları potansiyellerini artırmaya devam ediyor. Özellikle gelişmemiş ülkelerde hatta sadece gelişmemiş diye tabir ettiğimiz bu ülkelerde değil A.B.D.’nin kırsal kesimlerinde dahi gereken anlarda hızlı ve pratik bir sağlık hizmeti sunabilmek çoğu zaman problem olabilmektedir. Bu cihazlar sayesinde alınan sağlık kayıtlarının hızlıca sağlık uzmanlarına e-mail yoluyla ya da mobil uygulamalar ile gönderilebilmesi, sağlık hizmetlerinin kesinlikle dünyanın her yerine ulaşabilmesi için önemli bir adım olmaktadır. Gelecekte daha sağlıklı bir yaşam için, teknolojinin ve ona bağlı olarak sağlık hizmetlerinin kendini yenilemesi çok önemli.