Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

İlaç Sektöründe Çin Neler Yapıyor?

İlaç Sektöründe Çin Neler Yapıyor?
Kubilay Han Uluerim

Ekonomik ve siyasi bir güç olarak giderek büyüyen ve dünya devi olan Çin, ilaç sektöründe şu anda hangi konumda? Yıllarca batılı kaynakların araştırmalarını ve eleştirilerini okuyan ve tatmin olamayan University City Science Center yardımcı başkanı Christopher Laing, konuya açıklık getirmek için Eisenhower Zhi-Xing Fellowship gibi ortaklıklar sayesinde 40’tan fazla şirket yöneticisi ve üniversite görevlisiyle konuşmuş.

ABD’deki genel görüş, Çin’in yenilik yapmadığı ve sadece kopyaladığı yönünde. Çin yapımı kopya ürünlerin varlığı göz önüne alındığında, bu önyargının bir miktar doğru olduğu söylenebilir. Çin’in ilaç firmaları, uzun yıllar boyunca, batıda üretilen ilaçları kopyalayıp farklı isimlerle piyasaya sürmeleriyle meşhur. Taklitçi olmakla etiketlenmelerine rağmen, Çin bu konuda çok ilerlemiş olacak ki, artık kendi bilgilerini yabancı ortaklarla paylaşma noktasına gelmişler. Örneğin, Beijing Tide Pharmaceutical Company adlı ilaç şirketi, batıdaki ilaç üretim ve dağıtım standartlarını yakaladığını belirterek, Japonya’ya ilaç ihraç eden ilk firma olmuş durumda. Bunu ABD pazarına girmek için ilk büyük adım olarak gören şirket, ABD’li firmalar ile anlaşıp, batılı ürünleri yasal yollardan Çin’e sokmak ve orada üretmek istiyor.

2013725202636china pharma

Peki ya kendi ürünleri? Tarihsel olarak bakıldığında, Çin’in araştırma ve geliştirmeye çok yatırım yapmadığını görüyoruz. Pazarın küçük olması ve batıyla yarışacak seviyede olmamaları temel nedenlerden bazıları. Fakat bugün Çin’in dünyadaki ilaç sektörünün 3 büyük devinden biri olduğu belirtiliyor. Nanjing’deki Chia Tai Tianqing Pharmaceutical Group gibi şirketlerin, araştırma ve geliştirmeye çift basamaklı yüzdelerle yatırım yapması, ciddi atılımların başladığını gösteriyor. Bu yatırımlarla Avrupa ve Amerika’daki şirketlere yetişmeye çalışılıyor.

Çin Bilimler Akademisi’nin yaptığı çalışmaların yarattığı etkinin, 2005’deki %10 oranından 2014’de %60’a çıkması, Max Planck Institute of Biochemistry gibi kurumlarla yarışabilecek düzeye geldiğini gösteriyor. Amerika’daki üniversitelerin çoğunun eski köklerine geri dönüp, önce yeteneğe yatırım yaptığını söyleyen Laing, Çin’de bulunan genç nüfusun ve yeteneğin bir kaynak olarak kullanılmaya başlandığını anlatıyor.

Submit a Comment