Bilim “Tasarım Bebek” Üretmek İçin Hazır – Peki Ya Toplumlar Hazır mı?
Biyoteknoloji alanında yaşanan gelişmeler sonucunda, insan embriyosu üzerinde genetik değişiklikler yapmayı daha ucuz ve kolay hale getirmeyi başardık. Fakat, şimdi insanlığın önünde daha zorlu bir görev var: bu teknolojinin etik sınırlarını çizmek.
Gözlerinizi kapatın ve bebeklerin henüz dünyaya gelmeden, ebeveynleri tarafından göz renginin, hastalıklara direnç seviyesinin hatta zeka türünün seçildiği bir dünya hayal edin. Bu dünyada, tam olarak hayal ettiğiniz özelliklerde bir çocuğa sahip olmak istiyorsanız tek yapmanız gereken bir tüp bebek kliniğine gitmek ve çocuğunuzda olmasını hayal ettiğiniz özellikleri gen havuzundan satın almak. Tabii bunun için kesenin ağzını biraz açmanız lazım. Fakat, çok zenginseniz süper zeki bir çocuğa sahip olabilme imkanı karşısında birkaç yüz bin doların lafını etmeyeceksinizdir, öyle değil mi?
Geçtiğimiz yıllarda biyoteknoloji alanında yaşanan gelişmeler, insan embriyosu üzerinde genetik değişiklikler yaparak belirli özelliklerin varlığını ya da yokluğunu seçmeyi mümkün kıldı. Tasarım bebek fikrinin -özellikle göz rengi, boy, zeka gibi özellikleri seçmekten bahsediyorsak – kulağa oldukça sevimsiz geldiği kesin. Fakat, aynı zamanda bu teknoloji, kalıtımsal hastalıkla doğan çocukların hayatını kurtarmak için bilim insanlarının elindeki en etkili çözüm olarak öne çıkıyor.
Son dönemlerde genetik testlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, genç çiftler artık çocuk sahibi olmaya karar vermeden önce gen haritalarını çıkartıyor. Society for Assisted Reproductive Technology tarafından yapılan araştırmaya göre, ABD’de tek bir genetik test sonrası tüp bebek yöntemine başvurma sayısı 2014 yılında 1.941 iken, 2016 yılında %70 artarak 3.241’e yükseldi. Çiftler, genetik test sonrası DNA’larında taşıdıklarını hastalık geninin çocuklarının DNA’sında yer almaması için IVF (In Vitro Fertilizasyon / Tüp Bebek) yöntemini tercih ederek embriyonun genetiği üzerinde değişiklik yapılmasını sağlıyorlar.
Bu veriler ışığında, önümüzdeki yıllarda, biyoteknolojik yöntemlerin kullanımı üzerine hararetli etik tartışmalar yaşanacağa benziyor. Fakat şimdilik, bebeklerde ortaya çıkması muhtemel ölümcül kalıtsal hastalıkların önlenmesi dışında bu biyoteknolojik yöntemlerin kullanımı yasal değil ve en azından uzun bir süre daha yasallaşması mümkün gözükmüyor. Ancak, nihai olarak, bebeklerin kalıtsal özelliklerine müdahale sınırını toplumların bu konudaki görüş ve tercihleri belirleyecek.
Kaynak: MIT Technology Review
Submit a Comment