Antibiyotiğe Dirençli Süper Böceklere Karşı Yeni Bir Terapi Geliştiriliyor
“Süper böcekler” ile ilgili endişelerin son zamanda oldukça artması nedeniyle pek çok bilim adamı enfeksiyonların önüne geçmek için daha iyi çözümler aramaya koyuldu. Geçtiğimiz hafta PLOS ONE dergisinde yayımlanan bir çalışma, bir grup araştırmacının bu konuda başarılı olduğunu iddia ediyor.
Araştırma, hastanedeki hastalar ve yaşlılar için oldukça tehlikeli olan deri enfeksiyonlarını antibiyotiğe dirençli bakteri yaratmadan önleyebilen bir stratejiden bahsediyor.
Bu tedavi, bakterilerin insan hücrelerine yapışmasını zorlaştırarak yıkanıp temizlenmelerini kolaylaştırma prensibiyle çalışıyor. Bu araştırmanın en önemli özelliği: Antibiyotiğe dirençli bakterilerin gelişmesine katkı riskinin çok az olması.
Süper böcek problemi
Uzmanlar antibiyotiğe dirençli bakterilerin büyüyen bir sorun olduğu konusunda hemfikirken pek çoğu bunun nedeninin son yıllarda antibiyotik kullanımının gereksiz artması olduğunu belirtiyor. Sorun şu ki: Antibiyotikler bakterileri toplu halde öldürerek enfeksiyonları tedavi etmek için tasarlanmıştır. Eğer bir bakteri kolonisinde antibiyotiğe dirençli özel genlere sahip birkaç bakteri varsa koloninin geri kalanı öldüğünde bu bakteriler yeni nesil güçlü bakterilerin doğmasına neden olabilir.
Bu bakterilere sıklıkla daha agresif ilaçlar ile müdahale edilebilir. Lakin University of Nebraska Medical Center’dan Prof. Paul Fey’e göre bazı antibiyotiğe dirençli bakterilerin yok edilmesi oldukça zor olabilir veya tedavi imkânı mümkün olmayabilir.
Aslına bakılırsa sadece birkaç ay önce ABD’li araştırmacılar en güçlü antibiyotiklere karşı direnen bir bakteri vakasını duyurmuşlardı. Bu hadise ülke çapındaki sağlık uzmanları arasında endişe uyandırmış, çoklu ilaçlara karşı dirençli ve tedavisi bugünün antibiyotikleriyle imkânsız süper böceklerin yükselişe geçtiği bir dönemin başlangıcını vurgulamıştı.
Deri enfeksiyonları için yeni bir tedavi
Yapılan bu yeni araştırma, cilt ve yara enfeksiyonlarının temel sebeplerinden biri olan Staphylococcus aureus veya kısaca Staph adı verilen bir bakteriye odaklanıyor. Staph özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan, hastanede yatan hastalar veya yaşlılar için oldukça tehlikeli olabilir.
Staph’ın antibiyotiğe dirençli bir türü olan MRSA ise bu hastalar için tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir tehlike arz edebilir. MRSA enfeksiyonlarının tedavisi sıradan Staph enfeksiyonlarına göre daha zordur ve ilerleyen aşamalarda enfeksiyon deriden kana karışabilir, ölümcül olabilir. Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’nin (CDC) hesaplarına göre 2011 yılında ülke çapında 80.000 MRSA enfeksiyonu gözlemlenmiştir.
Staph bakterisi belirli mekanizmalar kullanarak insan deri hücrelerine yapışır ve enfeksiyonları tetikler. Bunu yaparken kullandıkları bir yöntem de deri hücrelerinde bulunan tetraspanin adlı özel proteinlerle etkileşime geçmektir. Her türlü önemli hücre faaliyetinde bulunan bu proteinler aynı zamanda yabancı hücrelerin yapışmasına olanak sağlayan bir özelliğe sahiptir. Yani bakteriler bu proteinleri kullanarak insan hücrelerine enfeksiyon bulaştırabilir.
Yapılan yeni çalışmada araştırmacılar bakterilerin bu proteinlere yapışmasını engellemek için sentetik olarak bir seri peptit yaratmışlar. Bu peptitler birçok farklı deri hücresinde ve laboratuvar ortamında yaratılan üç boyutlu insan derisi modellerinde denenmiş. Peptitlerin en iyi çalıştığı hücrelerin vücudun en dış deri katmanı olan keratinositler olduğu keşfedilmiş. Öyle ki, bakterisel yükün %50 azaltılması sağlanmış. 3D deri modeliyle de benzer sonuçlar alındığı açıklanan bilgiler arasında.
Araştırmacılar peptitlerin bu etkiyi nasıl yarattığını bilmese de bir şekilde tetraspaninlerin yapışkan özelliklerini azalttıklarını biliyorlar. Bu konuda en önemli husus: Tedavinin Staph bakterileri üzerinde işe yaraması ve bakteriyi öldürmemesi nedeniyle daha güçlü nesillerin doğması riskini azaltmasıdır. Tedavinin insan hücreleri üzerinde herhangi bir yan etkiye sebep olmadığını belirten araştırmacılar, bu yöntemle bakterilerin sadece yarısının deri hücrelerinden atıldığını vurguluyorlar. University of Sheffield’tan Prof. Sheila MacNeil’a göre terapinin hastanın bağışıklık sisteminin mücadeleye başlamasına yetecek kadar bakterileri azaltmasını umuluyor.
Antibiyotiklerin geleceği
Açıkçası bu yeni araştırma, geliştirilen bu yeni yöntemin sadece laboratuvar ortamındaki etkilerini gösteriyor. Lakin araştırmacılar önümüzdeki yıllarda daha fazla deney yapılacağını ve 3-5 yıl içerisinde insanlı klinik deneylere başlayacaklarını söylüyorlar.
Eğer başarılı olunursa bu peptitlerin kremler, jeller ve spreylere yerleştirilerek yaralara uygulanabileceği öngörülüyor. Bu tarz tedavilerin hastanede yatan hastalar ve ameliyata girecek kişiler gibi yüksek riske sahip topluluklar için uygun olduğunu söylüyor Nebraska Medical Center’dan Paul Fey (kendisi araştırmada yer almamıştır.)
Yapılan bu çalışma şimdilik en etkili tedavilerden biri gibi gözükse de süper böcekler üzerinde çalışan pek çok ilaç firması bulunuyor.
Submit a Comment