Depresyonun Yansıması: Gece Yarısı Atılan Tweetler
Avustralyalı ve Çinli araştırmacılar tarafından yapılan bir yığın çalışma sonrasında, depresyon hastaları ve sosyal medya araçlarının kullanımı arasında bir bağlantı bulundu.
Avustralya Ulusal Üniversitesi ile Çin Harbin Teknoloji Enstitüsü‘nün ortak çalışmaları esnasında, potansiyel depresyon hastalarının tahmini için, Çin’in sosyal medya sitesi Weibo‘dan elde edilen veriler analiz edildi. Sonuçlar, özellikle ihanetten acı çeken insanların, diğer kullanıcılar ile karşılaştırıldığında, 23:00-03:00 saatleri arasında sosyal medya faaliyetlerinin daha yüksek olduğunu açığa çıkardı.
Depresyonda olan kullanıcıların genellikle ölüm, depresyon, yaşam, ağrı ve intihar gibi olumsuz kelimeleri kullandıkları gözlendi. Araştırmacılar, elde edilen sonuçların, depresyonda olan insanlara yardım eden kuruluşlar tarafından kullanılabileceğini söyledi. Ancak bazı araştırmacılar da “Veri sonuçları depresyon belirtisi gösteren hastaları tanımlamak için daha olasıdır; yardım için kişi tespitinde bulunmak biraz daha zorlu süreç gerektirmektedir.” diyerek, araştırmaların tespit için daha elverişli olduğunu vurguladı.
Sosyal medya, günlük yaşamımızda bilgiye erişimde yardımcı harika bir araç görevi görmektedir. İş ve kişisel sebeplerden ötürü, gün içinde tweet atıp, blog güncelliyoruz ve düzenli yüklemelerde bulunuyoruz. Bu sebeple birçoğumuz için sosyal medya, günlük hayatımızın bir parçası haline geldi.
Avustralya nüfusunun yaklaşık %80’i online ortamda bulunmaktadır bu oran onları dünyanın en yüksek internet erişim oranlarına sahip millet sıralamasında en yükseğe taşımıştır.
Nielsen‘in son araştırmalarına göre, 16 yaş ve üzeri 5.000 Avustralyalı, haftada 22 saate yakın sosyal medya sitelerine katılmaktadır. Avustralyalıların %70’i de günde birden çok kez oturum açmaktadır. Bu da demek oluyor ki, teknolojik bir dünyada, gençlerin çevrim içi olmadan önce kendilerini hayatın dışında gibi hissetmesi olağan bir durumdur.
Sosyal medyanın aynı zamanda ruh sağlığı üzerinde de önemli etkileri mevcuttur. Güçlü toplum duygusu ve sosyal ağ hizmetleri, gençler arasında uygulanabilecek teşvik etme potansiyeline sahiptir. Sosyal medya kullanımı sonrası endişeleri olan gençler için, çıkan iyi bir haber, bu durumun üstesinden gelme kolaylığını da beraberinde getirecektir.
Sonuçlar her ne olursa olsun, sosyal medya hepimizin hayatının çok önemli bir parçası haline geldi. Bu da demek oluyor ki, hayatlarımızla ilgili pek çok bilgiyi gün içinde sosyal medyaya anlatıyoruz. Yani biz fark etmesek de, kullandığımız her bir kelimenin, kendimiz ve iletişimde olduğumuz kullanıcıların ruh sağlığı açısından değeri oldukça büyük.
Submit a Comment