Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

E-reçete Uygulamalarında Yaşanan Güncel Sorunlar

E-reçete Uygulamalarında Yaşanan Güncel Sorunlar
Ecz. Leyla Mine Tandağ

2.5 sene evvel Türkiye’ye yerleştiğimde fark ettim ki, Türkiye ve Türkiyeli gençler internet ortamını New Yorklulardan bile fazla kullanıyor. Artık meraktan mı, hayata akma hızından mı, yoksa bizim pratik zekâmızdan mı bilinmez ama Türkiye kesinlikle sanal medya, sosyal medya, sanal pazarlama, satış cennetidir.  Sadece Türkiye’de 7.2 Milyon Twitter kullanıcısı ve 32 Milyon Facebook kullanıcısı var! Düşünün ülkenin yarısı Facebook’ta, yüzde 10’u Twitter’da.

Hal böyle iken,  “Ağızdan ağıza” pazarlama konseptine yönelik pazarlamanın en iyi, kolay, az bütçeli yolu olan sanal reklam pazarı da ancak tek bir yolla ilerleyebilir, o da sosyal medya kullanımı… İddia ediyorum ki; böyle bir bölüm açmayanlar, bu konuda eğitimli gençleri firmalarına kazandırmayanlar, bu alanı kullanmayanlar kesinlikle, vizyonunu geniş tutup kullananlara göre geride kalacaklar.

Ben şimdi burada oturup süslü grafiklerle, rakamlarla bunu size somut hale getirip anlatabilirim. Ama inanın faydası olmaz. Herhalde, televizyona tek bir reklam vermeden, sadece sanal reklam yollarını kullanan ürün markalarının başarısının farkındasınızdır. Hedef kitleniz 7 yaş altı veya 70 yaş üstü değilse kesinlikle bu alana kaymalısınız. Daha sonraki yazılarımda sizlerle bazı başarı hikâyeleri paylaşacağım. Ancak şimdi burada susuyor ve ikinci mesleğim eczacılıkla ilgili birkaç konuya değinmek istiyorum.

Sevgili Sağlık Bakanlığımızın onayı ile SGK anlaşması olan eczanelerinin kullanması için “MEDULA” adlı bir sistemin ülkemizde bulunduğunu hepiniz biliyorsunuzdur. Hastaların sıkça duydukları bu Medula var ya bu Medula; düzenli çalıştığında hastanın, eczacının ve SGK’nın her şeyidir. Hakikaten müthiş bir sistemdir.

Sistem şu şekilde çalışır;

Her eczanenin SGK’dan aldığı kullanıcı numarası ve şifresi vardır. Bununla MEDULA sistemine girildiğinde -bu da aslında bir web sayfasıdır- hastanın T.C. numarası ile hastanın bilgilerine ulaşabilirsiniz. Önceki aylarda kullandığı ilaçlar, ilaçlarını günde kaç kez kullandığı, hangi sağlık güvencesinin olduğu ve hatta hangi hastanelerde muayene olduğunu görebilirsiniz. Bir eczacının bir sistem içinde tüm bu bilgilere ulaşıyor olması nimettir. Neden? Çünkü hasta ile tedavi şekillerini konuşabilir, hastasına mesleğin en önemli görevi olan danışmanlığı, farkındalıkla verebileceği bilgi hazinesi elindedir ve en önemlisi, yanlış yazılmış bir ilaç varsa -önceki kullandığı ilaçlara bakarak- bu yanlışlığı çok çabuk fark edip, doktorunu arayıp düzelttirebilir. Şimdi hekim arkadaşlarımız alınmasın, sizlere yanlış ilaç veriyorsunuz demiyorum, sadece biraz sonra açıklayacağım e-reçete sistem giriş kurbanısınız demek istiyorum.

SGK da bu sistem sayenizde her şeyi kolayca takip eder, hangi eczane ne tür hastalara hizmet veriyor, kapasitesi nedir, belli bölgelerde ki görülen hastalıklar vs. ile ilgili istatiksel verilere kolayca ulaşabilir.

Bunların hepsi harikadır tabii ancak sistem düzenli çalışırsa!

Bir pazartesi sabahı düşünün, aile sağlığı merkezi dolmuş, hastalar kuyrukta, ellerinde reçeteleri ile eczanedeler. Eczacı teknisyeni ya da eczacı huzurla reçeteyi alır, ilaçları çıkarır ve MEDULA sistemine giriş yapar. Yapar da, sistem o anda yoğunluktan durabilir. Evet, yanlış okumadınız sistem bir anda durur. Ve sizin bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Hasta başlanır söylenmeye, eczane çalışanları strese girerler, bankonun üzeri ilaç, reçete vs. doludur ve sizin her hastaya “Özür dileriz sistem çalışmıyor sonra gelebilir misiniz?” diyen sözcükleriniz bile artık yorulmuştur… Sanmayınız ki bu ayda yılda bir oluyor. Bu hafta da en az iki kere başımıza geliyor.

Bu sefer hastalar size güvenlerini kaybediyor çünkü sanıyorlar ki sorun sadece sizin eczanenizde ya da bu sistemin sorumlusu eczacı. O yüzden her seferinde, SGK basın açıklaması yapsın istiyorum. İlgili yerlere yazıyorum. MEDULA durduğunda eczacıların bir günahı olmadığını ve eczacının o anda yapabileceği hiçbir şey olmadığını vurgulu bir şekilde açıklasınlar istiyorum. Korkarım ki bu olmazsa çok eczacı hastası ile karşı karşıya kalacak ki SGK veya Sağlık Bakanlığı’nın bunu isteyeceğini zannetmiyorum.

Bu konu önemlidir. Sosyal medyada aktif olan eczacı arkadaşlarımızın bu konuda baskı yapıp, tek yürek olmaları önemlidir.

Daha da acısı; olur ya internet çökerse, hatlarda sorun olursa işte o zaman tümden sıkıntı başlar. Çünkü bırakın MEDULA’yı, internete giremez ve bir tek ilaç çıkışı yapamaz olursunuz.

Birkaç paragraf evvel dedim ki; hekimlerimiz ilacı yanlış girebilirler. Doğru bir söylem, neden mi?

Hekimler, tüm konsantrasyonlarını hastalığın teşhisi ve tedavi şekli belirlemeye vermişken, şimdi de e-reçete girme zorunluluğu gelmiştir. Hastanın reçetesini kâğıda değil, MEDULA sistemindeki bölüme girer hekimlerimiz. Tabii bu ne demek? Sistemdeki ilaçları tek tek, isimleri girerek seçmek zorunda kalıyor oldukları, demektir.

Ancak hepimiz insanız, hepimizin uzmanlık alanı farklı ve hepimiz mesaimiz boyunca pür dikkatli olamayız. Neden? Çünkü dedim ya hepimiz insanız! Diyelim ki hekimimiz bir tansiyon ilacı olan X’i seçecek, girecek ve diyelim ki hasta X 5 mg kullanıyor. Şimdi X deyip geçmeyin. Bu ilacın yaklaşık 5-6 formu olduğunu kabul edin. Bunlar sistemde kayıtlı, hekimimiz yanlışlıkla örneğin X 5 mg plus seçse, hasta e-reçete kodu ile geldiğinde, eczanın önündeki sisteme reçete öyle gelir.

Eczacı ilacı o şekilde çıkarır, ancak hastanın önceden kullandığı ilaç bilgisine göre hasta normalini (X 5 mg) kullanmaktadır. Eczacı o anda iki ihtimali düşünür: 1- Doktor ilacı değiştirmiş olabilir ve bu bilgiyi hastaya geçmiş olabilir. 2- Doktor yanlışlıkla sistemden başka ilacı seçmiş olabilir. Önce hastaya ilacının değiştirilip değiştirilmediği sorulur. Cevap genelde eğitim seviyesine göre değişmekle birlikte “Bilmiyorum” ‘dur. Bu durumda kesinlikle her eczacının yapması gereken doktoru aramaktır. Bu da inanılmaz vakit kaybıdır. Hasta huzursuzlanır, eczanede bekleyen diğer hastalar söylenmeye başlar daha da fenası hastaneyi arasanız da doktora ulaşmak nerede ise imkânsızdır. Haftada en az 10 kere karşılaştığımız vakalarda doktorlarımızdan aldığımız cevaplar da normaldir “Yanlış yazmışım ilaç ismini, dikkatimden kaçmış, alttakini işaretlemişim.” ‘dir. Bunların hepsi haklı ve makul cevaplardır. Çünkü hekimlerimizin görevi bu değildir.

Dolayısı ile madem bu sisteme geçtik, her hekim arkadaşımıza muhakkak; tedaviyi konuşup, sisteme girişten sorumlu tutulması için, bir eczacı veya sadece sisteme giriş için bir eczacı teknisyeni tahsis edilmelidir. Bu kadar çok Eczacılık Fakültesi varken ve yine bu kadar çok eczacı arkadaşımız iş ararken bence bu onlar için inanılmaz bir deneyim ve hayatı da kolaylaştıran bir uygulama olur.

Bununla birlikte bir diğer vahim konu; hekimlerimizin yine SGK’nın hangi koşullarda hangi ilacı karşılayıp karşılamadığını bilememesidir. Neden? Çünkü onların en önemli ve hassasiyetle üzerinde durdukları konu; tedavi planını çıkartmaktadır ve sonuca ulaşmaktır. Onların sorunu SGK’nın neyi ödeyip ödemeyeceği değildir ve olmamalıdır da. Bu sebepten yine bu eczacı ve eczane teknisyenlerine ihtiyaçları vardır.

Bakın belki çoğu kişi bilmiyor, ancak birçok ilaç için SGK ödeme koşulları farklı. Her ilacı her hekim yazamıyor, her ilaç raporsuz ödenmiyor. Örneğin bir kolesterol ilacının 40 mg ’lığını sadece kardiyologlar yazıyor. Onlar yazmadan, reçetedeki bu ilacı SGK güvencesi ile eczacı veremiyor. Eczacı veremeyince hasta “ E… doktor bunu bilmiyor mu? “ diye söyleniyor, hızını alamıyor eczacıya bağırıyor, sanıyor ki biz özellikle vermiyoruz. Bu tip iletişim sorunlarını ortadan kaldırıcı çözümler gerekli. Sağlıkta hekime, eczacıya güven çok önemlidir. İlacını alıp tedavi olmak için eczaneye koşmuş hastanın tedavi olmasına yardım edecekken strese sokmanın âlemi yok.

Teknoloji tabii ki çok faydalı ve iyi ki kullanılıyor ancak niyet ve hedef önemli. Halk ilaca ve tedavisine daha çabuk ulaşsın, en iyi sağlık hizmeti niyeti varsa ortada, o zaman SGK’nın Sağlık Bakanlığı işbirliği ile bu düzenlemeyi yapması, hastanelere eczacıların doktorların sağ kolu olacak şekilde atanması gerekmektedir.

Yoksa korkarım ki e-reçete yüzünden birçok hasta yanlış ilaçla evine gönderilebilir.

Tüm sağlık hizmeti ordusunda görevli arkadaşlarımın yeni yılını kutlar, biraz neşelenmeleri için Dr.Murat Akbaş’ın “İlahi Hasta” adlı kitabını alıp okumalarını tavsiye ederim.

 

 

 

Submit a Comment