Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

Gelecekte Çok Daha Uzun Bir Hayat Yaşayabiliriz

Buğrahan Ceylan

New York’ta bulunan Albert Einstein Tıp Okulu’nda yapılan bir araştırma sonucunda, bilim insanları, beynin yaşlanmayı kontrol eden bölgenin bulunduğunu iddia etmektedirler. Böyle bir iddianın sonucunda teorik olarak, eğer bu bölgenin çalışmasını yavaşlatabilirler ya da durdurabilirlerse tahmini olarak 20 yıl ömrün uzaması mümkün olabilmektedir.

Henüz fareler üzerinde yapılan testlerde, beyne enjekte edilen maddeler sayesinde belli moleküllerin üretilmesi engellenebilmektedir. Engellenebilen bu hormon ve maddelerin, yaşlandıkça hipotalamus içinde daha fazla bir miktarda bulunmaya başlayan stres ve vücut ısısı ile ilgili olduğu ortaya çıkmıştır.

Özellikle stres, aslında insanların daha yaşlı gözükmesine ve hissetmesine sebep olan ana faktörlerden bir tanesidir. Gelişen ve küreselleşen dünyanın insan hayatına getirdiği en önemli problemlerden biri olan stres pek çok kişinin şikayetçi olduğu bir konudur. Teknoloji ve küreselleşmenin getirileri olduğu gibi, toplumsal ve bireysel olarak bazı negatif getirileri de olmaktadır. Özellikle internet sayesinde kültürlerin birbirine daha fazla yaklaşması ve tanımasıyla ortaya çıkan bazı uyum süreçleri depresyon ve stresin yaygınlaşmasında  etkili olmuştur. Nitekim, yaşlanma ve sebepleri üzerine olan çalışmaların hızlanması ve ilerleme göstermesi insanoğlunun teknolojik gelişimiyle de paralel olarak ilerlemektedir. Bu paralellik yalnızca bilgi seviyesinin ilerlemesiyle değil, aynı zamanda teknolojinin insanlar üzerindeki negatif etkileriyle de alakalı olmaktadır.

Bilinen gerçeklerden bir tanesi de yaşlı hissetmemize ve gözükmemize sebep olan stres hormonunu, beynimizin sürekli olarak üretmeye devam etmesidir. Eğer yapılan çalışmalar ile bu hormonların salgılanmasına sağlıklı bir düzenleme getirilebilirse, hem stresle ilgili olan problemlerin çoğuna çözüm getirilebilir hem de insanın yaşlanma süreci uzatılabilir. Bu tür araştırmalar sayesinde, en azından beynimizin salgılanmasını emrettiği maddelerin kontrolünde söz sahibi olabileceğimiz hakkında bir ümit beslenebilir.

Albert Einstein Tıp Okulu’nda yapılan bu araştırmada farelerin ömrünün %20 oranında uzadığı (bu oran insan ömründe birkaç on yıl olarak düşünülebilir) ve hayat kalitelerinde bir düşüşün yaşanmadığı gözlemlenmiştir. Kas gücü ve kemik yoğunluğunda herhangi bir zayıflama görülmemiştir. Hatta hormon önleyici maddelerin enjekte işleminin, fare orta yaşlarda olsa dahi işlevini yerine getirebildiği belirlenmiştir. Tabii ki bu tür deneylerin insan anatomisi üzerinde nasıl uygulanabileceği ve sonuçlarının ne şekilde olabileceği henüz belli değil.

Eğer bu çalışma gelecekte insan ömrünün uzatılması için kullanılabilirse ki bu henüz çok düşük bir ihtimal, araştırmacılar böyle bir uygulamanın ilk önce yaşlı insanlar üzerinde uygulanmasında hem fikir.

 

Submit a Comment