Artık hastaneler sosyal medya kaynakları için daha fazla para harcıyorlar ancak yine de bu işi yapacak ne özel bir kadroları ne de sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanabilecek zamanları var.

Aşağıda; Ohio Hastanesi Derneği ve Ohio Kolombiya merkezli sosyal medya strateji ve eğitim firması olan MindSet Digital’in konuyla ilgili yaptıkları bir çalışmanın bulgularını paylaşacağız. Bu iki araştırma kurumu öncelikle 2012 yılında Ohio hastanelerinin sosyal medya iletişim stratejilerini değerlendirdi. Raporda, son üç yılda sosyal medya kullanımındaki stratejilerin, zamanın ve çabanın nasıl değiştiği karşılaştırıldı.

Araştırmanın bulgularından bazıları şöyle:

• Ankete katılan 83 hastanenin yarısının, sosyal medya iletişim çabaları %10 ila %50 arasında bir oranda değişiyor. Bu oran üç yıl önce %10’un altındaydı.
• Hastanelerin yaklaşık yarısının sosyal medya harcamalarını %10 ya da daha fazla oranda arttırması bekleniyor. 2012’de ise hastaneler, harcamalarını arttırmayı düşünmüyorlardı.
• Hastanelerin yaklaşık 3/1’inin sosyal medya iletişimiyle uğraşan tam zamanlı çalışanı var.
• Sırasıyla Facebook, Youtube ve Twitter; en önemli sosyal medya kanalları. Bu kanalları Linkedin, bloglar ve Instagram takip ediyor.

Hastanelerin hem toplumda sağlık bilincini arttırmak hem de markalaşma, pazarlama ve bağış toplamak için bu platformları kullandığı bildirildi. Hastane pazarlama liderleri, sosyal medyanın insanları sağlık odaklı olaylara teşvik için yardımcı olduğuna dikkat çekerken sponsorlu iletilerde de pazarlama ile hasta gizliliği arasında bir denge bulunduğunu vurguluyorlar. Ayrıca birçok doktorun, hastasıyla iletişim kurmak için kendi şahsi hesaplarını kullandıkları da belirtiliyor.

Son olarak, FierceHealthcare’in raporuna göre de Twitter, sağlık hizmeti veren birçok kurum için en çok tercih edilen sosyal medya kanalı. Rapora göre; Twitter kullanan sağlık çalışanlarının sayısının 2006 yılında 23.000 iken bugün 75.000’e fırladığı gözleniyor.