Hekim-Hasta İlişkisinde Elektronik Çağ
Hekim-hasta ilişkisi her zaman üzerinde önemle durulan konulardan birisi olmuştur. Hasta ile hekim arasındaki iletişimin sağlamlığı; en çok da güven duygusuyla ilişkilidir. Hekimin; hastasına doğru bilgi aktarması ve onu tedavi süreciyle ilgili bilgilendirmesi, bu güvenin oluşması için oldukça önemlidir. Günümüzde ise; hekim-hasta ilişkilerinin boyutu her geçen gün biraz daha elektronik ortama taşınıyor.
Bir zamanlar; hekimimize gider, onun bize sorduğu soruları cevaplar, tavsiyelerini dinleyerek bizi tedavi etmesini beklerdik. Bugünse; internet yoluyla hem tıbbi bilgiler ediniyor, hem sağlık veri tabanımızı oluşturuyor hem de hekimimize online muayene olabiliyoruz. Akıllı telefonunuzu kullanarak çocuğunuzun kulak ağrısının sebebini araştırabildiğiniz gibi, kan basıncını da kontrol edebiliyorsunuz. Arkadaşlarınızdan bir hastalıkla nasıl başa çıkacağımızı ve bu hastalığın tedavisinin ne olduğunu online olarak öğrenebiliyoruz. Hekimlerimiz bizimle ilgili verileri elektronik ortamda muhafaza ediyor ve hasta portalları yoluyla bize ulaşabiliyorlar. Kimimiz bilgisayar veya akıllı telefon ile hekimlerimize video ziyaretleri yapıp, tanı ve tedavi planlarımız hakkında bilgi alabiliyoruz. Tüm bu ilerlemeler olurken; tıptaki geleneksel paternalistik yaklaşım modeli de doğal olarak değişiyor. Bir başka deyişle, teknolojinin hekim-hasta ilişkisini değiştirdiğine hiç şüphe yok.
Teknolojinin avantajlarının yanı sıra dezavantajlarının olduğunu da ortada. Bunlardan en mühimi şüphesiz ki; internetteki her bilginin doğru ve güvenilir olmaması. Üstelik internetteki bilgiler filtrelenmiş kısa bilgiler olduğu için, bir hekime gözükmeden kendi kendine tanı koyanların sayısı da azımsanmayacak kadar çok.
Pew Research Center’ın verdiği bilgiye göre; Amerika’da, yetişkinlerin neredeyse 4’te 3’ü interneti, online sağlık bilgisi almak için kullanıyor. Hastalar internet yoluyla yeni bilgiler edinirken, aynı şeyi hekimler da yapıyor. Hatta daha ilginci; çoğu zaman hastalar, son gelişmelerden, hekimlerinden çok daha önce haberdar oluyorlar. Bu da tabiri caizse; herkesin kendini hekim sanmasına yol açıyor. Sağlık sektörünün bu konudaki en büyük eksiği ise; elektronik mecraları tam olarak kullanamıyor olması ve hekimlerin bu veri kirliliği içinde boğulması. Teknolojinin; hayatın her alanına böylesine yayıldığı bir zamanda tıbbın, bu olanakları yeterince verimli kullanamaması da oldukça ironik.
Bugün, muhtemelen hemen her hekimin muayenehanesinde, bir tablet bilgisayar vardır. 2001 yılında hekimlerin yalnızca %18’i elektronik kayıt sistemini kullanırken; günümüzde hastanelerin ve hekimlerin 3’te 2’si OpenNotes systems gibi sistemleri kullanıyor. Bu elektronik sağlık kayıtlarının hastalar tarafından da kullanılabilir oluşu, hekim-hasta ilişkisini de güçlendiriyor. Fakat hekimlerin önünde sürekli açık bir şekilde duran bilgisayarlar, muayene esnasında hekim-hasta arasındaki göz kontağını ortadan kaldırıyor. Çünkü hekim; hastanın bilgilerine ulaşmak için; hastanın suratından çok, ekrana bakmak zorunda kalıyor. Bu da belki de, teknolojinin hekim-hasta ilişkisine en olumsuz etkisi. Ancak, bu teknolojilerin özellikle de hekim-hasta ilişkilerini çok daha az resmi hale getirmesi gibi olumlu etkileri göz önünde bulundurulduğunda, olumsuzluklarını göz ardı etmek mümkün.
Submit a Comment