Hekimlerin Sosyal Medya Yaklaşımları
Kantar Media‘nın 2013 yılında yaptığı Sources & Interactions Study başlıklı araştırmaya göre, doktorların %36’sı herhangi bir sosyal medya ağını kullanmazken %64’lük bir oranın da en az bir sosyal medya ağını kullandığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl doktorların %13’ü profesyonel sosyal ağ, tüketici sosyal ağ ve tıbbi kurumlarla ilgili sosyal ağların hepsini takip ederken, %25’i bu birbirinden farklı üç sosyal ağ hizmetlerinin ikisinden faydalanıyordu. %26’lık dilimin ise, yalnızca bir sosyal ağ hizmetinden yararlandığı tespit edilmişti.
Sosyal medyayı aktif olarak kullanan pek çok doktor, yazmanın ya da paylaşım yapmanın aksine, yalnızca paylaşılan içerikleri okumak için sosyal ağ hizmetlerinden faydalanıyor; yani bu ağları, iş arkadaşlarıyla iletişim kurmak ya da uzmanlıklarını diğer insanlarla paylaşmak için bir araç olarak görmüyorlar. Genellikle, sosyal medyayı kullanabilecekleri başka bir bilgi kaynağı olarak görüyorlar.
2014 yılında doktorların sosyal medyayı nasıl kullandıkları ele alındığında, bazı anahtar noktalar göze çarpıyor. İşte bunlardan birkaçı;
- Pek çok hekimin okumak ya da sosyal ağlar aracılığıyla iletişime geçmek için yeterli zamanı bulunmuyor.
- Sosyal medya kullanımı genellikle diğer hekimlerle iletişime geçebilmek için kullanılıyor.
- Hekimlerin çok küçük bir kısmı sosyal medya paylaşımlarında bulunuyor.
- Twitter, Facebook ve LinkedIn, kullanıcıların en yoğun bulunduğu sosyal ağlar olarak görülmektedir.
- Pek çok doktor, kısıtlı zamanları olduğu için sosyal medya üzerinden gelen soruları yanıtlamakta güçlük çekiyor ve bu durum onların hoşuna gitmiyor.
- Kullanıcılar, doktorların her zamankinden daha fazla sosyal medyada aktif olması gerektiğini düşünürken, kısıtlı zamanları olan doktorlar bu duruma olumlu yanıt veremediklerini düşünüyorlar.
- Günümüzde hastaların çoğu randevularına gitmeden önce, internet üzerinden sağlık sorunlarıyla ilgili bilgiler araştırıyor ve yaptıkları doktor ziyaretlerinde edindikleri bu bilgilerin çoğunluğu sosyal medya üzerinden yapılan araştırmalardan geliyor.
Doktorlara neden sosyal medya aracılığıyla sunulan sağlık hizmetlerine aktif katılım göstermedikleri sorulduğunda, bu duruma ayıracakları zamanların kısıtlı olması ve konuyla ilgili izin belgelerine sahip olmadıklarını ileri sürüyorlar. Bu sebeple pek çoğu, zamanını profesyonel web sitelerinde harcıyor ve yalnızca akademik makaleler okuyor.
Konuyla ilgili yapılan 2014 yılı araştırmalarında ise, özellikle EHR (elektronik sağlık kayıt) sistemlerinin kullanımının artacağına yönelik bilgiler elde edildi. Hekimlerin mobile olan yatkınlıklarının arttırılması için, tabletlerde ve telefonlarda sağlık hizmetleriyle ilgili e-posta ve haberlere bolca yer verildi. Böylece hekimlerin gelişmekte olan teknolojilerle ilgili güncel veriler içeren tablolara erişimi sağlanmış oldu.
Her ne kadar geçtiğimiz yıla nazaran sosyal medyanın sağlık hizmetleri üzerindeki etkisini fark eden uzmanlar artsa da, yeni nesil teknolojilerin çoğunluk tarafından kullanılmaya başlanması ve doktor ofislerine yapılan ziyaretlerin azalmasıyla, kısıtlı zaman kavramıyla ilgili engeller ortadan kalkabilir. Böylece hekimler, bireysel sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması ve kendi kendine sağlık kontrolü yapan hasta sayılarının artmasıyla, sosyal medyada içerik oluşturmaya ve hastalarıyla etkileşime geçmeye daha fazla zaman ayırabilecek.
Submit a Comment