Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

Köklü Tıp Fakülteleri Sağlığın Geleceğini Şekillendiriyor

Köklü Tıp Fakülteleri Sağlığın Geleceğini Şekillendiriyor
Özge Uçar

Köklü kurumlar ülkeleri geçmişten geleceğe bağlayan birer köprüdür. Bilim “kümülatif” yani birikimli olarak ilerlediği için yapılan her yeni keşif ondan bir önceki keşfin aydınlattığı yolda ilerler. Dolayısıyla, günümüzün en güncel buluş ve teknolojilerinin, geçmiş ile arasında sağlam köprü kuran köklü eğitim kurumlarından çıkması tesadüf değildir.

İşte süreklilik arz eden geçmişleri ve oluşturdukları kurumsal kültürleriyle “ekol” yaratan tıp fakültelerine dünyadan ve ülkemizden örnekler:

Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi 

main-qimg-65a0ad2995120474fc156dff0aed67e5

1782 yılında kurulan Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, günümüzde dünyanın en prestijli tıp okulu olarak kabul ediliyor. Fakülte; 11 binden fazla öğrenci, araştırmacı ve akademisyene ev sahipliği yapıyor. 236 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Harvard Tıp Fakültesi, bünyesinde faaliyet gösteren araştırma merkezlerini milyon dolarlık dev bütçelerle destekliyor. Bu merkezlerde araştırmalarını yürüten bilim insanları; çocuk felci aşısı, ilk organ nakli ve telomer tedavisinin aralarında bulunduğu keşiflerle 9 kez Harvard’a Nobel ödülü getirdi. 1970 yılından bu yana MIT ile sağlık bilimleri ve teknolojileri alanında ortak bir program yürüten Harvard, giyilebilir teknoloji ve yapay zeka üzerine önemli çalışmalar gerçekleştiriyor.

 

Oxford Üniversitesi Tıp Fakültesi

shutterstock_303962159

Dünyanın “İngilizce” olarak eğitim veren en eski üniversitesi kabul edilen Oxford’da tıp eğitimi 1200’lü yıllarda başladı. Dünya genelinde 6 milyondan fazla hayat kurtaran antibiyotik, 1940’lı yıllarda Chain, Fleming ve Florey’in Oxford Üniversitesinde yürüttükleri çalışmalar sonucu geliştirilmiştir. Eğitim verdiği 800’ü aşkın yılda, tıp alanında yaşanan sayısız buluşa ev sahipliği yapmış tıp fakültesi, toplamda 16 Nobel ödülüne sahip. Günümüzde, 3D baskı alanında araştırmalar gerçekleştiren Oxford, geçtiğimiz yıl 3D yazıcı ile canlı doku üretmeyi başardı.

 

Cambridge Üniversitesi Tıp Fakültesi

 cambridge1

1540’da Cambridge Üniversitesi çatısı altında eğitim vermeye başlayan Cambridge Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fizyoloji ve Tıp alanında öncülük ettiği 26 Nobel ödüllü çalışma ile tıp tarihini en çok şekillendiren eğitim kurumlarının başında geliyor. 1962 yılında Watson ve Crick Cambridge Üniversitesi Tıp Fakültesinde gerçekleştirdikleri çalışma sonucu DNA’nın yapısını keşfederek günümüz genetik çalışmalarına öncü oldular. Cambridge, günümüzde de genetik alanında yürüttüğü önemli araştırmalarla adından söz ettiriyor.

 

Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi

untitled2

1889 yılında kurulan Johns Hopkins Hastanesi bünyesinde faaliyet göstermeye başlayan tıp okulu, yaklaşık 130 yıllık bir geçmişe sahip. Milyonlarca kişinin hayatını kurtaran kalp masajı tekniği, 1950’li yılların sonunda John Hopkins Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan James Jude tarafından geliştirildi. Johns Hopkins Üniversitesi, Tıp ve Fizyoloji alanında 15 Nobel ödüllü araştırmaya ortaklık etti. Günümüzde dijital teknolojilerden gen terapisine bir çok alanda yaratıcı çalışmalara imza atan Johns Hopkins, geçtiğimiz yıllarda zihin gücüyle çalışan mekanik uzuv tasarladı.

 

Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi

simple_banner.img.1200.high

1858 yılında kurulan Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1968 yılında ilk kalp naklini gerçekleştirerek tarihe geçti. Stanford, geleceğin teknolojilerinin üretildiği Silikon Vadisi ile iç içe yaşamanın bir getirisi olarak sağlık alanında sanal gerçeklikten yapay zekaya pek çok yeniliğin uygulanmasında öncülük ediyor. Son yıllarda özellikle kanser üzerine yaptığı çalışmalarla ünlenen fakülte, toplam 8 Nobel ödüllü çalışmaya ev sahipliği yaptı.

 

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

çapa-660x330

Türkiye’nin ilk tıp fakültesi olma özelliği taşıyan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1827 yılında doktor yetiştirmeye başlamıştır. Yükseköğretim kurumlarını akademik başarıları doğrultusunda değerlendiren URAP (University Ranking by Academic Performance) sıralamasında, İstanbul Tıp Türkiye’nin en başarılı 3 tıp fakültesi arasında gösterilmektedir. 190 yılı aşkın süredir eğitim ve araştırma faaliyetleri yürüten okul, “Behçet hastalığı” adıyla tıp literatürüne imzasını atan ünlü dermatolog Prof. Dr. Hulusi Behçet ve 2015 Nobel Kimya Ödülü’nün sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar gibi başarılı bilim insanlarını dünyaya kazandırmıştır.

 

Submit a Comment