Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

Sağlık Bilgisi Araştırmalarında Sosyal Medya İlişkisi

Sağlık Bilgisi Araştırmalarında Sosyal Medya İlişkisi
Alperen Sözen

internette sağlıkGelişen teknoloji ve bilgiye ulaşma hızının artması, bireyleri sağlık konusunda da bilgi edinmek için internete itmeye başladı. Aslında çok uzun süreden beri bireyler, forumlarda ve bloglarda kullandıkları ilaçlarla ilgili deneyimlerini ve tedavi süreçlerini anlatıyor. Sağlık kategorisinde bulunan sitelerde bireyler arası iletişimin gerçekleştiğini ve siteye üye olan internet kullanıcılarının sağlık profesyonellerinden tavsiye aldığına tanık oluyoruz. Peki içerik yaratımına katılım ne durumda? Başka bir deyişle; insanların sağlık bilgisi edinmesinde sosyal ağ sitelerinin yaratıcılık ve etkileme süreçlerine katılımları ne durumda?

Brigham Young Üniversitesi’nin bulgularına göre; internet kullanıcılarının %60’ı interneti sağlık bilgisi edinme yönünde kullanıyor. Sosyal ağ siteleri sağlık alanında yapılan aramalarda öne çıkmaya başladı. Ancak, sağlık bilgisi edinme amacıyla kullanıcıların sosyal medyayı nasıl kullandığına dair bilgi oldukça az.

Genel olarak kullanılan servisler doktorla ilişkili bir yetkiliden sağlık durumuyla ilgili bilgi alma, sağlık hizmetleri hakkında bilgilenme ve sağlıkla ilişkili konularda tecrübe paylaşma ile sınırlı. Araştırma sonuçlarına göre, sosyal medya araçları internet kullanıcılarını içerik yaratmaya teşvik etse ve insanlara bu konuda özgürlük sağlasa bile; sağlık konusunda içerik yaratmada pasif kalındığı belirtilmiştir. Yapılan araştırmanın katılımcılarından:

– %15’i  içerik yaratmaya yönelik aktivitelerde bulunduklarını belirtmiş,

– %30-40 arası kullanıcı ise sadece bilgi tüketmeye yönelik davranış sergilediğini belirtmiştir.

Bilgi tüketmeye eğilimli katılımcıların tamamı sosyal ağ sitelerini sağlıkla ilişkili konularda kullanmış ve bunun yanında çevrimiçi derecelendirme ya da doktor görüşlerini, hastaneleri ve medikal işleyişleri aramak için sosyal medyayı kullanmıştır.

Sağlık durumu zayıf olan ve/veya kronik hastalığı olan bireylerde araştırma ve bilgi edinme için internete ve sosyal ağ sitelerine başvurma eğilimi, diğer sağlıklı bireylere oranla iki kat daha fazla. İçerik yaratmaya katılımın az olması ise şaşırtıcı bir bulgu. Bunun iki nedeni olabilir. İlki, bireylerin, doktorlar ve direkt sağlık hizmetlerinde yetkili kişilerle görüşmelerinin az olmasından paylaşım yapmaya daha az motive olmaları olabilir. İkinci neden ise, bireylerin sağlıkla ilgili konularda tartışmayı ve yönlendirmeyi kendilerine oranla çok daha bilgili olan profesyonellere ve doktorlara bırakarak suyu bulandırmak istememeleri olabilir.

Araştırmaya göre, sağlık bilgisi için sosyal medyayı kullananların yarısından fazlası genç yaştaki kadınlardan oluşuyor. Bu durum sosyal medya kullanımının dünya trendiyle örtüşür durumda. Ayrıca hane halkının gelir durumu yükseldikçe, çevrimiçi danışma ve bilgi arama seviyesi yükseliyor. Gelir seviyesi yüksek bireylerde eğitim durumuna da bağlı olarak bilgi arama ve edinme süreci daha etkili gerçekleşiyor.

Sonuç olarak; genel çoğunluk sosyal medyayı sağlık bilgisi edinmek için kullanıyor. Ne var ki, bireylerin bilgi tüketme eğilimleri diyaloğa katkıda bulunma eğilimlerinden fazla. Sosyal medyadaki “sosyal” kelimesinin gerçek değeri, çevrimiçi sağlık bilgisi aramayla örtüşmüyor.  Kronik hastalığı olan, düzenli doktoru ya da aile hekimi olan ve daha genç yaş aralığındaki bireylerin sağlıkla ilişkili aktivitelerde sosyal ağ sitelerine ve çevrimiçi hizmetlere daha fazla başvuruyor.

 

 

Submit a Comment