Sosyal medya yaşantımızı giderek şekillendiriyor ve her geçen gün bu yolda ilerliyoruz. Tamamen internet kullanıcılarının içerik paylaşmasına olanak sağlayan platformlar ve bu platformlara yüksek katılım ile Web 2.0 dünyamıza yepyeni bir yaşam sundu.

Sosyal medyayı oluşturan katılımcıların acemiliklerini üstlerinden atmasıyla, bu platformda paylaşılan içerikler de markaların gözünde birden değerlendi ve artık markalar bu ağlardan hedef kitlesini, kampanyalarını, hatta hizmetlerini belirlemektedir.

Sosyal medyaya önyargısı olmadan, korkusuzca ve profesyonelce yaklaşan tüm markalar artık kitlelerini bu ağlar sayesinde buluyor.  Web 2.0’ı tüm internet kullanıcılarının yarattığını ve Web 3.0’ı ise bu içerikleri iyi takip eden markaların oluşturduğunu söylersek yanılıyor olmayız.

Sağlık hizmetlerine bu çerçeveden baktığımızda elbette sosyal medya başlı başına bir talep yaratamaz -zaten hiçbir sosyal medya yönetimi satış odaklı olmamalıdır- ya da hasta/hasta yakınına doğrudan bir çözüm olamaz. Ancak sağlık hizmeti sunanlar, sosyal medyanın doğru kullanımıyla sağlık sektöründeki arzın pahalılığını bir nebze olsun azaltacaklardır. Tanıtım ve organizasyon gibi zaman ve ciddi bütçeler isteyen tanıtımlar yerine daha faydalı ve ciddi bir tasarrufa gidebilir.

Yapılacak ilk şey; tüm sosyal medya kullanıcılarına ulaşmak, ilgili kullanıcılarla iletişime geçmektir.

Sağlık kuruluşları sosyal ağlarda bulunarak, sosyal medyanın da şeffaflığından faydalanarak takipçileriyle sağlam ve sürekli bir iletişim yolu yakalayabilir. Sosyal medya, özellikle kronik hastalığa sahip kişilerle, tedavi süreci uzun olan hastalara ve hasta yakınlarına ulaşım aracı olarak kullanılabilir. Çünkü günümüz internet kullanıcıları sadece arkadaşları, aileleri ve hayranı oldukları markalarla etkileşime geçmiyor, aynı zamanda ihtiyaçlarına da karşılık arıyorlar.

Bu ihtiyaçlara daimi desteği sağlayan sağlık kurumlarının itibarı artar. Sağlık kurumu çatısı altında oluşturulacak sosyal ağ toplulukları takipçilerin birbirlerine de destek olmasını ve bilgi paylaşımının gerçekleştirilmesini sağlayacaktır.

Sonuç olarak, online iletişim her iki tarafa da faydalı olacak bir kanalıdır. Sağlık kurumları için; sağlığa erişimi ve toplumun sağlık bilincini artırmaya, hizmet türlerini ve yöntemleri topluma sunmaya yardımcı olacaktır. Aynı zamanda hastalar veya hasta yakınları ise; hizmet alacakları sağlık kurumunu daha yakından tanıma fırsatına, tanı ve tedaviler konusunda online bilgiye rahat bir şekilde erişme imkanına sahiptir.

Gelişen sosyal ağlar, mobil teknoloji ve uygulamalarla yeni bir dünya oluşuyor. Ancak ihtiyaçlarımız hala aynı, buna “sağlıklı olmak” da dahil. Bu yüzden bu ihtiyacı da sosyal ağlara yansıtıyoruz. Önemli olan, sağlık hizmetleri sunucularının bu ihtiyacı benimsemesi ve buna cevap vermeleridir.

Sağlık sektörünün iletişim yol ve yöntemi arayışı için iyi gelecek ilaç belki de sosyal ağlardır.