Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

Yükselişte Olan 8 Tıbbi Girişim

Yükselişte Olan 8 Tıbbi Girişim
Levent Sansever

Teknoloji kullanımının her geçtiğimiz gün arttığını düşünürsek her sektörde kullanıcılara sunulan teknolojik imkânlar da artıyor. Akıllı telefonlar ve bilgisayarlar sayesinde insanoğlu önceden yardım alması gereken birçok konuda artık kendine yetebilecek konuma geliyor. Bu, sağlık sektörü için de geçerli bir kural. Sağlık sektöründe mobil uygulamaların ve teknoloji kullanımının artacağını söylemek yanlış olmaz. Ben de yükselişte olan 8 tıbbi girişimi sizin için listeledim:

1- Vocera

Vocera
Eğer büyük bir ameliyat geçirdikten sonra taburcu edildiyseniz o anda hemşirenin ilaç alımları veya pansumanlarla ilgili anlattıklarına odaklanmanın ne kadar zor olduğunu biliyorsunuzdur. Hastalıktan Korunma ve Önleme Merkezi verilerine göre 10 Amerikalıdan 9’u temel hastalık bilgilerini doğru şekilde kullanamıyor yani hastayken kendi bakımını yapamıyor.
Vocera bu konuya basit bir çözüm geliştirmiş: Tedavi sırasında doktorlar ya da hemşireler tarafından verilen direktifleri kaydeden bir uygulama… Bu kayıtlar hasta taburcu edildikten sonra hastanın ve ailesinin ulaşımına açılıyor. Telefon, mobil cihaz ya da bilgisayar kullanarak hastanın bu direktiflere yeniden ulaşabilmesini sağlıyor. Vocera’nın “Good to Go” sistemi ayrıca randevuları, yapılması gereken masaj vb. tedavileri mesaj ya da e-mail yoluyla hatırlatabilme özelliğine de sahip.

2- Omada
Vermont merkezli, kilo verme ve kişisel bakım konusunda çeşitli diyetler ve hizmetler sunan Vtrim firması gibi Omada da kilo vermek konusuna vurgu yapıyor. Ancak diabet tip-2 riskini azaltma konusunda kanıtlanmış bir protokol üzerinde yoğunlaşıyor. Yaklaşık 87 milyon Amerikalı diabet tip-2 hastalığına yakalanma eşiğinde. Omada’nın Prevent ayağı, kan şekeri normal değerlerin üzerinde olan ama yine de diabet teşhisi konulacak kadar yüksek olmayan bu nüfusa ulaşmayı hedefliyor.
Program yasal olarak para desteği alan Diabet Önleme Programı(DPP) üzerine kurulmuş. DPP, kilolu hastaların fazla kilolarını vermesinde yardımcı olarak diabet riskini büyük bir oranda azaltmayı başarmıştı. Prevent, 12 kişilik diabet eşiğindeki hasta gruplarıyla çalışıyor. Daha sonra mobil ağ üzerinden çalışacak olan bir çipe kişilerin ağırlık bilgilerini ölçerek ve dönüştürerek gönderiyor. Her grubun bir sonraki adım olan kilo koruma adımına geçene kadar yanında olan bir sağlık koçu var.
Hasta grupları konum, yaş ve vücut kitle endeksini içeren belirli kriterlere göre oluşturulmuştur ve 16 haftalık bu program için %7 kilo kaybı hedefi konmuştur.

3- AuthentiDate

authentidate

Authentidate kalp yetmezliği, KOAH, diabet ve diğer kronik hastalıkları takip ederek hastaneye geri alımların azalmasına yardımcı oluyor ve klinik bulguları geliştirmeye katkıda bulunuyor. Sistem tabletlerde ve kiosklarda (bilgi cihazları) uygulama olarak kullanılabiliyor. Ayrıca ses tanıma yazılımı kullanarak veya tuşlar yardımıyla hastaların soru sormalarına, hayati önem taşıyan tanıların konmasına yardımcı oluyor.
InscrybeMD isimli tablet uygulama hastaların tansiyon değerleri, oksimetri sonuçları, vücut ağırlığı, spirometri seviyeleri ve vücut sıcaklığı gibi bilgilerini Bluetooth ya da bir kablo aracılığıyla girebilmelerini ve bunlara göre tespit alabilmelerini sağlayan kısımlara ayrılmış. Aynı zamanda çeşitli konularda hazırlanmış, video-tabanlı bir hasta eğitim kısmı da bulunmakta. Hatta hastanın vücudundaki bir yaranın fotoğrafını çekip doktoruna gönderebilmesini sağlayan bir sistem bile var bu programda. Hastalar e-mail ya da SMS yoluyla servis sağlayıcısıyla iletişime de geçebiliyor.
Doktorlar da bu uygulamayı hayati değerleri gösteren bir tablo, hastaların sorularını yöneltebildiği bir platform, hastaların öncelik sıralamalarını yapabildikleri, klinik trendleri ve diğer bilgileri görebildikleri bir program olarak kullanıyorlar. AuthendiDate’te reklam müdürü olan Sunil Hazaray’a göre Sağlık-Bakım Servisleri Merkezi’nin hastanelere geri çağırılan hastalar için uyguladığı yüksek cezalardan çekindiklerini ve bu program sayesinde hastanelerin ödediği cezaların azaldığı gözlenmiştir.

4- Vtrim

Vtrim Birçok kilo verme planlarından çok azı arkalarına bilimi almış durumda. Vtrim’in çevrim içi programı, NIH(Ulusal Sağlık Enstitüsü) destekli bir program olarak Vermont Üniversitesi’nde başlamıştı. Bu, programa bilimsel bir saygınlık katmıştı. Çevrim içi program yayınlanmış 9 çalışmayla övünmektedir. Bu çalışmalar, bu programın bireylere bire bir katılacakları, uzman gözetimindeki bir kilo verme programının etkisini online olarak da sağlayabildiğini gösteriyor. Hastalar hemen arkasından kilo kayıp programının geldiği 12 ya da 20 haftalık bir programa kayıt oluyorlar. Hastaların bir diyetisyenle direkt olarak haberleşebilmesi mümkün kılıyor. Aynı zamanda dersler kısmına da giriş yapabiliyorlar. Her haftanın sonunda hastalar “öz-yansıma” sorularını cevaplıyor ve diyetisyenden özel cevaplar alıyorlar. Ayrıca yemek ve egzersiz günlükleri ve kişilerin grup halinde çalışarak birbirine destek olabilecekleri mesaj tabanlı toplantıların yanında hedef koyma içeriği de mevcut.
Bugüne kadar yaklaşık 3000 katılımcı 24 haftada 24 kilo verme hedefli programı kullandı. Program Ulusal Diyabet Eğitimi Programı ve Ulusal Kanser Enstitüsü’nün dikkatini de çekmiş bulunmakta. Ayrıca Emekli İlişkileri Derneği’ne hizmet sağlamak üzere bir anlaşma imzalanması da programın gerçekten işe yaradığının bir göstergesi niteliğinde.

5- Reflexion Health
Fizik terapi hastalara reçetelendirilen bir yöntemdir. Ancak egzersizleri doğru şekilde yapmak biraz zorlayıcı olabiliyor ve doktorlar tarafından verilen bilgilendirici kartlar bazı egzersizlerin nasıl yapılması gerektiğini tam olarak anlatmakta yetersiz kalabiliyor.
Reflexion Health klinik sağlık ile eğlence teknolojilerini birleştiren bir girişim. Hastanın kendi televizyonunu ve Microsoft’un Kinect’ini kullanan sistem reçetelendirilmiş rehabilitasyon planı girildikten sonra kullanılabiliyor. Kinect’in kamera yardımıyla hareket algılayan sistemi sayesinde hastanın egzersizlerde vücudunu doğru konumlandırıp konumlandırmadığını anlayabiliyor ve bunu doğru pozisyonla karşılaştırabiliyor. Sistem hastanın eklemlerini, açısını ve hızını ölçebiliyor. Ayrıca görseller yardımıyla hastaya hareketleri doğru yapıp yapmadığını da belirtebiliyor.
Şu anda firmanın programlandırılmış 40-50 kadar egzersizi bulunmakta. Ayrıca klinik takibi ve bekleyen sipariş takipleri de FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Kuruluşu) tarafından yapılıyor.

6- SaferMD
Hastanın güvenliği bir hastanenin en büyük mücadelesidir. Süren tedaviler sırasında değişebilecek birçok şeyden doğru olanı yakalamak çok fazla zaman ve kaynak gerektirir. SaferMD bunu test sonuçlarını hastalara ve doktorlara rapor ederek çözebilmek için tasarlandı.
Program , The NYeC Digital Health Conference isimli dijital sağlık konferansında tanıtıldı ve bu programın faydaları kısaca şöyle anlatıldı: “SaferMD hastanelere ve hastalara yıllık milyonlarca dolar kazandırırken aynı zamanda hasta güvenliğini de optimize ediyor. “ Masrafların azalması hasta-bakım cezalarının azalması ve hastaların hastanede kalış sürelerinin kısalması ile mümkün oluyor. Bunların hepsi ise tanı sonuçlarının anında elde edilmesiyle sağlanıyor.
SaferMD hastanelere rapor sistemlerini güncelleme imkanı veriyor. Bu sayede doktorlar güncel durumdan haberdar oluyor. Örneğin SaferMD, New York’taki Maimonides Medical Center’a aylık raporlar üretiyor ve yönetime doktorların test sonuçların ne zaman aldıklarını haber veriyor. Doktorların dakikliğini takip etmek sonuçların acil müdahale gerektirdiği durumlarda kritik rol oynayabilir.
Şirketin kurucusu Doktor Brian Gale:“Orta ölçekli bir hastane için milyon dolarların üzerinde tasarruf sağlayan bir program SaferMD.“

7- Aver Informatics

Averinformatiks
Aver Informatics Startup Health tarafından 450’den fazla katılımcının arasından seçildi. Büyük veri yığınlarının oluşmasını engelleyen bir analiz platformu yarattı Aver Informatics. Amaç sağlık servisi sağlayıcılarına bu verileri kullanarak sürekli ödeme yığınları yaratabilme imkanı sağlamak.
Amerikan sağlık sistemleri daha az maliyetli yollar arıyor. Bu, sağlık sistemlerini hizmet başına ödeme yapılan sistemden uzaklaştırıyor. Hizmet başına ödeme sisteminin aksine ödeme yığınları yapılan tedavinin tamamı için ödeme yapma imkanı sunuyor. Örneğin; bir diz operasyonu ve devamındaki bakım masrafları. Umut edilen şey ise bu yaklaşımın sağlayıcıları tedavi sağlarken daha etkili olmaya iteceği.
Bu ödeme yığınlarını oluşturmadaki sihir bir Aver temsilcisine göre burada ;”Sistem algoritmalar üretiyor ve kalifiye teknik elemana gerek olmadan aramalar yapıyor. “ Aver hastanın şikayetleriyle bilgi toplamaya başlıyor, kliniksel veri, gensel veri gibi verileri toplayarak devam ediyor. Daha sonra doktorların bu bilgileri tedavi aşamaları olarak saklayabilmeleri için çeşitli bloklar oluşturmasına izin veriyor. Aver’in algoritmaları yardımıyla da son olarak tedavinin maliyeti hesaplanıyor.
Eğer ödeme yığını yaklaşımı sağlık sektöründe kendine yer açabilirse Aver’in CEO’su Kurt Brenkus’a göre borçlanmalar 48 yığına indirilebilecek. Bu da medikal harcamaların %70’ine denk geliyor. Bu şekilde hastaların daha basit ve ucuz bir şekilde tedavi edilecekleri ortada.

8- RightCare Solution

catchfire
Penn Medicine Innovation Center için çalışan Patrick Higgins NYeC Conference’ta RightCare Solitions’la birlikte yeni tedavi dağıtım sistemleri üzerinde çalıştıklarını söyledi. Higgins’e göre bu program Penn’in hasta popülasyonunun kliniksel çıktılarını “D2S2” adı verilen bir yazılım sistemi kullanarak geliştirdi. Sistem tedaviye acil ihtiyacı olan hastaların daha önce tedaviye alınabilmesi için risk skorları çıkartıyor. Bu sayede hastaneler hangi hastaların daha önce tedaviye alınması gerektiğini kolayca anlayabiliyor.
RightCare’in internet sitesinde yer alan açıklama :” Hastaların D2S2’lerine Elektronik Sağlık Kayıtları(EHR) ve ya Case Management sistemleri ile ulaşarak tedaviden sorumlu kişiler zaman ve ihtiyaç önceliklerini daha doğru bir şekilde sıralayabilirler. Kişisel sağlık planları her birey için kişisel risk faktörleri ve doğru aracılara yönlendirilecek olan elektronik veriler baz alınarak ayrı ayrı geliştirilmiştir.
RightCare’den Eric Heil yıllık yaklaşık 30 milyar doların potansiyel önlenebilir hasta geri çağırmalarına gittiğine dikkat çekiyor. RightCare’in teknolojisi hastane tedavisinden hastane sonrası tedavisine geçişteki büyük boşlukların saptanması ve çeşitli algoritmaları kullanarak riskli hastaların belirlenmesi için dizayn edilmiştir.Heil şirketin dijital aletlerinin doktorların dosya yüklerini,zamanlarını,kaynaklarını ve enerjilerini ihtiyacı olan hastalara yönlendirebilmeleri için öncelik sırası çıkarttığını belirtiyor.
Bu aletler ne kadar etkili?Heil: “Pennsylvania Üniversitesi ‘nin 3 hastanede yaptığı bir kontrollü deney gösterdi ki 30 günde hastaları %29 azaltabildik.”

 

 

 

 

 

Submit a Comment