Dünyada tüm internet aramalarının yaklaşık %4,5‘luk bir kısmı, sağlıkla ilişkili bilgi aramalarından oluşuyor. Sadece ABD’de, sağlıkla ilgili konularda her gün 6 milyon arama yapılıyor ki, bu oranın rakamsal değeri hastanelere ve doktorlara başvuran insanların iki katı kadar.

Arama motorlarının optimizasyonunda, ilk başlanması gereken yer şüphesiz sağlık bilgisi arayan kullanıcıların, ne aradığını anlamak. Diğer bir deyişle, hastaların sağlıkla ilgili bilgi ararken önceliklerinin ne olduğunu anlayarak, optimizasyonda anlamlı politika değişiklikleriyle sağlığa ilişkin çevrim içi materyallerin içerikleştirilmesi ve yeniden düzenlenmesini nasıl mümkün kılabiliriz?

PeW Research Center ve The Commonwealth Fund’dan gelen raporlara göre, internet üzerinde sağlıkla ilgili bilgi arayan hasta profilleri genel olarak ikiye ayrılıyor. Çoğunluk, çevrim içi arama motorlarını belirli bir hastalıkla ilgili bilgi kazanımının başlangıcı olarak kullanıyor. Diğer kısımın ise, belirli bir hastalığın tedavi seçeneklerini öğrenmek için arama motorlarından yararlandığı belirtiliyor. Şaşırılmayacak şekilde, Google ABD’de sağlıkla ilişkili arama motoru kullanımlarında %85‘le öne çıkan marka. Her 5 kullanıcıdan 4‘ü sağlıkla ilgili arama motoru kullanımına Google, Bing ve Yahoo gibi sitelere ulaşarak başlamakta. %13‘lük bir kısım ise WebMD gibi sağlık bilgisinde uzmanlaşmış siteleri kullandığını belirtirken, sadece %2‘lik bir kısım sosyal medya kanalları üzerinden araştırmalarına başladıklarını belirtmekte.

Sağlıkla ilgili bilgi arayanların bir genel ayrımı da, zamanlama konusunda ortaya çıkıyor. Bilgi arayışı, bireyin kendini ilgilendiren bir sağlık durumu için yapıldığında, söz konusu arama doktora ya da hastaneye gitmeden önce yapılıyor. Eğer sağlık durumu bir yakını, arkadaşı ya da aileden birilerini etkiliyorsa, doktor ziyareti sonrası hastalıkla ilgili sağlık bilgisi araması yapılıyor.

Bu bilgilerin önemi genel tabloya bakınca daha net anlaşılıyor. Yaklaşık olarak sağlık bilgisine ulaşabileceğimiz 70.000 internet sitesi ve çevrim içi platform bulunmakta. Bu kaynakların doğruluğunu ve geçerliliğini araştıran araştırmaların %70‘i, hastalara verilen bilgilerin çoğunlukla yanlış yönlendirici ve geçersiz olduğunu belirtmekte.

Google üzerinden ücret ödeyerek arama sonuçlarında en üstte çıkmak mümkün olduğu için bu içeriklerin düzenlenmesi gerekebilir. Her ne kadar, Google algoritma değişiklikleriyle yanıltıcı içerikleri cezalandırsa da; kesin ve sağlıklı bir önlem mekanizmasının bulunmaması, küresel anlamda en azından sağlıkla ilgili bilgi sağlayan sayfaların arama sonuçlarında yer almasıyla ilgili kurallara ihtiyaç olduğunu göz önüne seriyor.