Sokaktaki bir yiyecek otomatından istediğinizi almak için cebinizdeki bozuk paraları aramaktan ziyade elinizle makineye dokunmanızın yeterli olduğu ve yiyeceğinizi hemen aldığınız bir senaryo düşünün. Sabah evden çıkarken dakikalarca ulaşım kartınızı veya paranızı aramak yerine trene binerken sadece elinizi kullanarak turnikelerden geçtiğinizi hayal edin.

Bu yazılanlar bio-hacker tabir edilen topluluğa üye kişilerle ilgili sadece basit bir giriş. Bio-hackerlar bedensel ve zihinsel yeteneklerini çeşitli şekilde elektronik cihazlarla geliştiren kişilerdir. Bu kişilerin yaptığı değişikliklere en basit örnek: ellerine yerleştirmiş oldukları implant çipler sayesinde ofislerine ve apartman dairelerinde anahtar kullanmadan girmeleri.

İsveçli bio-hacker grup BioNyfiken kurucusu ve Epicenter teknoloji merkezi başkanı Hannes Sjoblad diyor ki ”En büyük motivasyon meraktır. Teknolojiyi merak ediyoruz, korkmuyoruz. Fakat bu teknolojileri etkili kullanmak için onlarla oynamanız lazım. Yani deneyimleme, bilgilerimizi ve anladıklarımızı paylaşma gibi önemli konular var. Aynı zamanda büyük şirketlerin ve devletin dayatması olarak kişilere implant yerleştirme gibi kavramlar da mevcut. Bu yüzden bu teknolojilerin nasıl çalıştığını anlamalı ve doğru zamanda doğru sorular sormalıyız.”

Şimdilik en büyük problem ise bu implantları satın alacak kitleyi yaratmak için resmi kurumlardan izin almak ve akıllı telefon veya bilgisayarlar için bir uygulama geliştirmek. Bu sayede de alışveriş, ulaşım, sağlık hizmeti vb. bir çok alanda ödeme yapılmasını kolaylaştırmak.