Her geçen gün dijital mecraları kullanarak birçok yeni alışkanlık edinmeye başladık. Masadan kalmadan bilgisayar başında, hatta yürürken elimizdeki akıllı telefonları kullanarak edindiğimiz bu alışkanlıklar; markete gitmekten, mağazadan alış-veriş yapmaya; yemek siparişi vermekten, kitap okumaya kadar farklı alanlarda kendini göstermeye başladı. Gündelik hayatlarımıza harika şekilde adapte ettiğimiz yeni nesil iletişim kanalları, zamanımızın büyük bölümünü geçirdiğimiz yeni sosyal mecralar ve akıllı cihazlar bu alışkanlıklarımızı keşfetmemizi sağladı. Dijitalleşen hayatlarımıza dijitalleşen iş yapma alışkanlıklarımız da eklenince, yeni nesil iş modelleri sayesinde sağlığımız için de her an takip edebildiğimiz birçok yenilikçi uygulamayı da kullanır olduk.

Yeni nesil teknolojilerin sağladığı uygulamalar ile anlık olarak nabzımızı ölçebilir, uyku kalitemizi inceleyebilir, hatta anlık stres seviyemizi bile gözlemleyebilir hale geldik. Sadece birkaç saniye içinde telefonlarımıza indirip kullanmaya başlayabildiğimiz bu uygulamaların birçoğu hem ücretsiz hem de geçmiş bilgilerimizi depoladığı için harika bir sağlık raporu deposu niteliğinde. Bu şekilde sağlığımızı yakından takip edebileceğimiz hatta elde edilen verileri doktorumuzla anlık olarak paylaşabileceğimiz birçok uygulama mevcut. Ayrıca sadece kendi sağlığımızı değil yakınlarımızın da (anne, baba ve çocuklarımızın) sağlıklarını düzenli olarak gözlemleyebileceğimiz, onların da kendilerini daha güvenli hissedebilecekleri uygulamalar artık yaygın şekilde kullanılıyor.

Mobil sağlık uygulamalarının yanı sıra giyilebilir teknolojiler de birçok sağlık parametresini toplayıp farklı platformlarda sunabiliyor. Bu uygulamalara ilaveten sağlık alanında hasta-doktor-hastane üçgeninin daha etkin ve hızlı çalışmasına yardımcı internet tabanlı sağlık platformları da son ayların popüler sağlık çözümleri arasında yer alıyor. Bu gibi yenilikçi teknolojileri sunan sağlık bilgi teknolojileri temelli (HIT: Health IT) çözüm üreten sağlık girişimleri (startup’lar) dikkatleri üzerine çekmeye başladı.

Sağlık sektöründeki karmaşık ve eski çözümlere alternatif üreten sağlık startup’ları özellikle yurt dışında yatırım almak konusunda neredeyse hiç sıkıntı çekmiyor. Son kullanıcıların yanı sıra hastanelere,  doktorlara ve sağlık harcamalarına da oldukça katkı sağlayan bu startup’lar birçok devlet tarafından da destekleniyor. TÜBİTAK’ın geçtiğimiz aylarda açıkladığı sağlık merkezli hibe programları da göz önüne alındığında, ülkemizde de devlet destekli sağlık startup’larının hızla artacağını düşünüyorum.

Son yıllarda hızla artan dijital alışkanlıkların yanına dijital sağlık alışkanlıklarının da ekleneceğini öngörmek sanırım pek de yanlış olmaz. Bu alışkanlıkları hızlı şekilde fark edebilen ve yeni nesil teknolojileri kullanarak önemli farklılıklar yaratabilen sağlık startup’larına yatırım şirketlerinin de ilgisinin bir hayli artacağını düşünüyorum. Tüm dünyada sağlık regülasyonlarının oldukça kısıtlayıcı olduğu düşünülür. Ancak bu regülasyonlara doğru şekilde adapte olabilen ve tüm sağlık paydaşları için yüksek değer yaratan sağlık startup’ları oldukça hızlı bir şekilde ilerleyeceklerdir. Önümüzdeki yıllarda sağlık girişimlerinde yaratılan değerin sadece tek taraflı olmadığını görebilen ve bunu iyi analiz edebilen yatırımcılar için sağlık girişimlerinin oldukça iyi geri dönüşler yaratacağını düşünüyorum.