Facebook, Psikolojik Bağımlılığı Nasıl Arttırıyor?
Facebook, dünyanın en büyük sosyal ağ sitesi ve aynı zamanda da en çok ziyaret edilen web sitelerinden biri olma özelliğini sürdürüyor. Gizlilik uygulamaları ve reklam çabaları ile bir çok kullanıcıyı hayal kırıklığına uğratsa da, site uzun zamandır yavaşlama belirtisi göstermemektedir. Bunun en önemli sebeplerinden biri de, sitenin psikolojik ihtiyaçlarımızdan bazılarını karşılayabilmesidir.
Facebook, öncelikli olarak arkadaşlarımızın bizimle ilgili algılarını kontrol etmemizi sağlamaktadır. Bu durum da bizim kendimize olan saygınlığımızı arttırmamıza sebep olur. Ancak bu olumlu etkisiyle birlikte, Facebook’un olumsuz yan etkisi de bulunmaktadır. İlgimizi çeken herhangi bir paylaşımı gözden kaçırma korkusu bunlardan ilkidir ve bu durum, depresyona neden olan etkilerden biri olabilir. Yani, Facebook’un üzerimizdeki etkisi iki yönlüdür diyebiliriz.
Facebook, insanların dışa dönük ve herhangi bir korku yaşamadan kendilerini ifade eden bireyler olmasını sağlamak için, kullanıcılarını teşvik etmektedir. Böylece zaten cesaretli olan bireyler, sosyal çevreleriyle çok daha kolay ilişki kurabilmektedir. Fakat, ne olup bittiğini anlamadan edineceğimiz deneyimler, bizi bağımlılık tuzağına sürükleyebilir. Bu sebeple de, Facebook gibi tüm sosyal ağları bilinçli kullanmak konusunda dikkatli olmamız gerekmektedir.
Facebook’u gündelik yaşamda yalnızca arkadaşlarımızla iletişim kurmak için kullanıyor olabiliriz; ancak, biz fark etmeden Facebook kullanımı bizim için bir bağımlılık etkisine dönüşebilir. Çünkü Facebook, kullanıcılarının bilinçaltında psikolojik etkiler oluşturabilen bir sosyal ağdır. Zamanla artan Facebook kullanımı, sinir sistemimizi baskılayan bir döngü haline gelir ve bu döngü otomatik bir hal alır.
Fark etmek korkutucu olsa da Facebook, yalnızca çevrimiçi ortamlarda güçlü etkilere sahip değildir. Pek çok kullanıcının gerçek yaşamında da oldukça etkili olan bir sosyal ağdır ve bunu yakın gelecekteki bir zamanda değiştirmek söz konusu değildir.
Submit a Comment