Günümüzde birçok diyabet hastası, kan glikoz seviyesini ölçmek için parmağını iğne ile delip kan damlasını, test striplerinin üzerine dökerek sonuçlarını taşınabilir glikometreler yardımıyla değerlendirmektedir. Tedavide amaç; kan glikoz seviyesinin kontrol altında tutulması olduğundan hastaların gün içerisinde birçok defa ölçüm alması gerekmektedir. Gerçekleşen bu süreç, hastalar için rahatsız edici ve karmaşık olabilmektedir.

Leeds Üniversitesi’ndeki araştırma ekibi tarafından geliştirilen yeni teknoloji, insanlara parmak delmeye göre daha basit, acısız bir alternatif sunuyor. Bu teknolojide deriyi delmeden, kan glikoz düzeylerini ölçmek için deriye düşük güçte lazer veren küçük bir cihaz kullanılıyor. Teknolojinin sahip olduğu sürekli görüntüleme yeteneği, giyilebilir bir cihaz olarak geliştirilmesini de ideal hale getiriyor. Böylece glikoz düzeylerinin sürekli ölçülmesini mümkün kılarak milyonlarca insanın yaşam kalitesini iyileştiriyor.

Bu yeni teknolojinin çalışma prensibinin merkezinde, düşük güçlü lazer ışık vurduğunda kızılötesi floresan ışık yayan ve nano-mühendislikle elde edilen iyonlu kuvars camı bulunmaktadır. Cam, kullanıcıların derisi ile temas ettiğinde, floresan sinyallerinin uzunluğu, kandaki glikoz konsantrasyonu ile ilişkili olarak değişiklik göstermektedir. Cihaz, herhangi bir iğneye ihtiyaç olmadan floresan ışığın sona erdiği süreyi ölçmekte ve böylece kişinin kan dolaşımındaki glikoz miktarını hesaplayabilmektedir. Cihaz her bir ölçümü 30 saniyeden daha kısa bir sürede tamamlayabilmektedir.

Özellikle Tip 1 diyabeti olan genç insanlar için çok değerli bir teknolojik gelişme olan bu cihaz sayesinde,  invazif olmayan bir şekilde (deri bütünlüğü bozulmadan) hastalar, kan glikoz düzeylerini sürekli takip edebilecek, hipoglisemi alarmı sayesinde risk durumlarında uyarılabilecek. Şu anda masaüstü versiyonu denenmekte olan cihazın, gelecekte giyilebilir versiyonu (sürekli ölçüm yapan)  da üretilip pazara iki farklı tipte cihaz sunulacak.