Sağlık ve Sosyal Ağlar
Bir sosyal ağ sitesini değerli kılan nedir? Facebook’un, her gün paylaşım yapan, mesaj atan, durum güncelleyen 1 milyardan fazla üyesi bulunmaktadır. Bu durum Facebook’un değerini 65 milyar dolara çıkarmaktadır. LinkedIn, bildiğiniz üzere, profesyonel çevreleri bir araya getiren ve aynı zamanda iş olanakları sağlayan bir platform. Wall Street’in değerlendirmesine göre LinkedIn’in18 milyar dolar değeri vardır.Milyarlarca değeri olan ve çok büyük kitleleri kendine bağlayan sosyal ağ platformları haricinde, bazı durumlarda çok daha işe yarayabilecek özel amaçlı sosyal ağ siteleri de bulunmaktadır. Dünyada ne kadar çok insanın sağlık hakkında internetten arama yaptığını düşünürsek, bu farklı platformlar büyük bir ihtiyacı, diğer platformlardan çok daha etkili bir şekilde yerine getirmektedir.
Hastadan Hastaya Sosyal Ağlar
MIT’de mühendis olan Ben Heywood ve Jamie Heywood, ALS hastalığına yakalanan kardeşleri için, konuyla ilgili internet üzerinden kapsamlı bir çalışma yapmaya başladılar. Fakat buldukları bilginin güvensizliği ve kalitesizliğiyle tam bir hayal kırıklığına kapıldılar. Bu sebeple 2004 yılında, aynı hastalığa sahip insanların birbiriyle iletişim kurabileceği, bilgi paylaşabileceği ve destek olabileceği PatientsLikeMe sitesini kurdular. Bugün, bu sitenin 200.000’den fazla kullanıcısı bulunmaktadır ve 1.800’ün üzerinde hastalık ile ilgili konu başlığı bulabilmek mümkün. PatientsLikeMe nasıl para kazanıyor gibi aklınıza bir soru takılırsa eğer, sitede değerli bilgileri araştırıp kullanan tek grup hastalar değil, aynı zamanda büyük ilaç şirketleri de PatientsLikeMe içindeki yan etkilerle ilgili bilgileri kullanarak ürün geliştirmektedirler. Merck ve Novartis gibi büyük şirketlerin yanı sıra, akademik amaçlarla datayı kullanmak isteyen üniversiteler de PatientsLikeMe’den bu bilgileri satın almaktadır. Hastaların sağlık bilgilerinin paylaşılması ile ilgili gizlilik yasalarına rağmen PatientsLikeMe, bu bilgileri kullanabilme ve depolayabilme yetkisine sahip çünkü site kullanıcılarına üyelik verirken, tüm bu bilgilerin ne amaçla ve nasıl kullanılacağı hakkında bir uyarıda bulunuyor ve ancak bu şartları kabul ederlerse web sitesine kayıt olabileceklerini söylüyor. Amaç, hastalara yönelik daha etkili medikal cihaz ve ilaçların yapılabilmesi. Bu sayede hem hastalar aradıkları bilgi alışverişini yapabiliyor hem de sağlık şirketleri bu ham veriyi kullanabiliyor.
Doktorlar ve Hastalar Arasında Hizmet Veren Sosyal Ağlar
Practice Fusion, ilk bakışta bir sosyal ağ gibi gözükmese de oldukça kullanışlı bir hizmet vermekte. Platform, doktorlara bulut bilişim tabanlı elektronik sağlık kayıt sistemi sunuyor. Tabii ki platformun yeterince güven vermemesi ihtimali yüzünden, şirketin CEO’su Ryan Howard ilk başta, doktorların böyle bir sisteme kayıt olmayacaklarını düşünmekteydi. Practice Fusion doktorların kalbini kazanabilmek için pek çok araç sunabiliyor. En önemlisi, doktorların meslektaşları arasında kolayca dosya aktarımı yapmalarını sağlamasıdır. Böylece başka bir meslektaşına danışmak isteyen doktorlar, farklı bir görüş alabilmek amacıyla hastayla ilgili belli dosyayı yine başka bir doktora gönderebiliyor. Bu sayede neredeyse 150.000’den fazla sağlık profesyoneli üyesi olan Practice Fusion, aynı zamanda 60 milyon hastaya da hitap edebilmekte. 2005 yılında kurulan ve şimdiden değeri 64 milyon doları bulan bu platformun asıl sattığı hizmet ise “intra-network” denilen hızlı veri transferi sağlayan sistemdir. Bu hizmetin ücretsiz oluşu ise doktorların asıl gönlünü çalan en önemli özellik.
Practice Fusion’ın ayrıca yeni sunduğu bir hizmet ise hastaların, platforma dahil olarak doktorların gönderilerini inceleyebilmeleri ve doktorların oluşturduğu takvimleri inceleyerek randevu alabilmeleridir. Bir çeşit sağlık alanının TripAdvisor’ı şeklinde çalışan uygulama sayesinde hastalar randevu alacakları doktoru inceleyebiliyor ve hakkındaki yorumları okuyabiliyor.
ZocDoc isimli New York tabanlı farklı bir web site ise, hastalara neredeyse Practice Fusion ile aynı hizmeti sunmaktadır. Ama bu hizmet, hastalara ücretsiz olurken doktorların kendi profillerini açabilmeleri için ayda 300 dolar ödemeleri gerekiyor.
Aslında, hastaların doktorlara bu yeni ulaşma şekilleri ve bunun için hazırlanmış sosyal ağ platformları, geleneksel yöntemlerin yavaş yavaş etkinliğini kaybetmelerini de sağlıyor.
Yeni kurulan ağlardan biri olan ve şimdiden 1 milyonun üzerinde doktor üyesi bulunan HealthTap ise, hastaların belli konularla ilgili sorduğu soruların, doktorlar tarafından anında cevaplanması hizmetini sunuyor. Hatta web sitenin ana sayfa üzerinde anlık olarak cevaplanan soruların sayısını gösteren bir sayaç dahi bulunmakta. Bu soru ve cevap sistemi hem hastaların aradığı bilgiyi en doğru ağızdan bulmalarını, hem de doktorların soru cevaplayarak popülerliğini ve güvenilirliğini artırmalarını sağlamaktadırlar. Aynı PatientsLikeMe gibi HealthTap platformu da altın değerinde bilgi kaynakları oluşturmaktadır.
Bu uygulamaların özellikleri ve kullanışlığı, dünyada hasta verilerinin güvenliği ve gizliliği ile alakalı kanunlara tamamen uygun şekilde işlemelerinden gelmektedir. Örneğin Amerikada bulunana yaklaşık 400.000 MS hastasının Facebook üzerinde profili bulunmasına karşın, PatientsLikeMe’de bu sayı 30.000 civarındadır. Dolayısıyla Facebook gerekli düzenlemeleri sağlayabilse sağlık sektörüne ciddi bir giriş yapabilir. Tabii bahsettiğimiz gibi gizlilik yasaları inanılmaz derecede karışık ve uyulmaması halinde ciddi sorunlar yaratabilir.
Comments