Image Image Image Image Image Image Image Image Image Image
Scroll to top

Top

Sağlıkta Sosyal Medya Çağı

Sağlıkta Sosyal Medya Çağı
Alperen Sözen

Sağlık işletmelerinin ve sektör içerisinde yer alan firmaların sosyal medyaya girişleri, doktorların sosyal mecraları farklı sebeplerden ötürü kullanmaya başlamaları ve tele-sağlık firmalarının gelişmeye başlaması, bilginin yayılımında bazı hazır analizlerin geride kalmasına neden oluyor. PowerDMS tarafından hazırlanan bu infografik o hazır analizlerden sadece biri.

İnfografiğe göre sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanan hastanelerin sayısı 1,229. Hastanelerin sosyal medya hesap dağılımlarına bakacak olursak;

  • 149 Hastanenin blogu var. Mikroblog sitesi Twitter’a üye olan hastane sayısı 814.
  • 1,068 Hastanenin Facebook’da görünürlüğü var. Bunun dışında 566 LinkedIn ve 946 Foursquare hesabında hastaneleri görmek mümkün.
  • Podcast ya da ameliyat videolarını yayınlamaya yönelik YouTube hesabı açan 579 Hastane olduğu biliniyor.

Hastanelerin yatak sayıları ve türleri de oldukça önemli görünüyor:

  • Sosyal medya hesabı kullanmayan hastanelerin oranı %17.
  • Sosyal medya hesabı olan hastanelerin %15’i 6-69 arası yatılı hasta barındırabiliyor.
  • Sosyal medya hesabı olan sağlık hizmeti kuruluşlarından %42’si 399’dan fazla yatılı hasta barındırma kapasitesine sahip.
  • Hastanelerin %30’u özel, kar amacı gütmeyen; %13’ü kar amaçlı, yatırımcı sahipliğinde; %24’ü federal ve devlete ait ve %13’ü federal olmayan ancak Birleşik Devletler’e bağlı hastanelerden oluşuyor.

Hastanelerin kendi tanıtımlarını yapmak için sosyal medyayı kullandığını biliyoruz. Peki ama doktorlar neden sosyal medyayı kullanıyor?

 

  • Doktorların %87’si kişisel anlamda sosyal medyada aktif olduklarını söylüyor. Profesyonel amaçlı kullananlar ise %67.
  • Facebook’un kişisel kullanımı %61. Bu durumda Facebook doktorlar tarafından kişisel amaçlı en çok kullanılan sosyal mecra. Bu mecranın profesyonel kullanımı ise %15.
  • LinkedIn’in profesyonel kullanımı %17 iken kişisel amaçlı kullanım %19. Oranların birbirine bu kadar yakın olması, LinkedIn’in profesyonel ve kişisel kullanım algılarını çok iyi dengelemesinden kaynaklanıyor.
  • Profesyonel olarak kullanımda YouTube, Google+, bloglar %8 ile LinkedIn’i takip ederken, aslında bu kapsamda oldukça fayda sağlayabilecek Twitter sadece %3’de kalıyor.

Birleşik Devletler’de sağlık kuruluşlarının sosyal medya kullanım alışkanlıkları Türkiye’dekinden çok daha geniş bir kapsam içerisine dahil oluyor. Pazarlama, çalışan alma, marka yönetimi, itibar yönetimi ve müşteri ilişkileri, tüketici-hasta ve profesyonel eğitimi, profesyonel işbirlikleri, topluluk yaratımı, nüfuz ve hasta takibi, sağlık hizmeti yönetimi ve koordinasyonu, klinik denek bulma, anket, analiz ve ürün geliştirme gibi alanlar ABD sağlık işletmelerinin sosyal medyaya başvurduğu kullanım alanları arasında yer alıyor.

Sosyal medyayı kullanmak belli riskleri de beraberinde getiriyor. Bu riskler organizasyonun büyüklüğü ve itibarına göre değişkenlik gösterebiliyor. Unutulmamalı ki sosyal medya açık bir mecralar topluluğudur. Bu da negatif yorumların gelmesini kaçınılmaz yapar. Organizasyonları gizlilik, güvenlik ve etik konularında zorlayabilir. Çünkü sosyal medya, bu tür konuların kötüye yönelik ihlaline son derece açık mecralardan oluşur. Ancak belli başlı önlemlerle kötü sürprizlerin önüne geçmek de mümkündür. Çalışanlar şirketinizle ya da hastalarla ilgili gizli bilgileri uygunsuz bir biçimde paylaşabilir. Ayrıca sosyal medya kullanımı hasta-doktor/hizmet sağlayıcısı ilişkisinde de etik açıdan yeni sorular doğurmaktadır.

Bu da her zaman bilinen bir gerçeği tekrar vurgular niteliktedir; sosyal medyaya girmeden önce bir sosyal medya planı ve izlenecek kuralların belirlendiği bir politika yapmak yerinde olacaktır.

  • Sağlık kuruluşlarının %21’i genel bir politikaya sahipken, %31’inin belirli bir politikası olduğu bildiriliyor. Buna rağmen %45’in bir sosyal medya politikası yok ve %3 sosyal medya politikalarının olup olmadığını bilmiyor.
  • Disiplin meselelerinin yükselişi gözleniyor. 2008 yılında organizasyonların sadece %24’ü herhangi bir çalışanını sosyal medya üzerindeki davranışları nedeniyle uyarmışken; 2011 yılında bu oranın %42 olduğu gözlemleniyor.

infososyal

Submit a Comment