Günümüzde neredeyse bütün iş kolları kendi veri tabanını hazırlamaktadır. Sağlık hizmetleri endüstrisinin topladığı verileri diğerlerininkiyle karşılaştırırsak, pastadan en büyük dilimi alacaklardan biri olduğunu tahmin edebilirsiniz.  İnsan genomunun çözüldüğü ve hasta geçmişinin, daha hasta muayene olmadan doktorun eline geçtiği şu günlerde sağlık hizmetlerinin yükselişe geçtiğini anlamak hiç de zor değil.

Hastanın hücrelerindeki kodların, hasta geçmişinde yer alan bilgilerin veya vücut inceleme cihazlarından alınan sonuçlar dışında sağlık sektörünün büyük verisine katabileceğimiz birçok bilgi mevcut.  Örneğin, klinik ölçümlerin ve aile geçmişinin dışında hastayı etkileyen hava durumu ve polen miktarı da veriye eklenebilir. Ayrıca günümüzde sosyal ağlardan toplanılan verilerin ne kadar önemli olduğu artık herkesçe bilinmektedir. Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz bazı arama motorlarının ve sosyal ağların hastalıkları ve salgınları tespit etmekte sağlık birimleriyle işbirliği yapmaktadır.

Halk sağlığı çalışanları, sosyal medyaya adım atmalarının üstünden çok geçmemesine rağmen daha şimdiden salgınların araştırılmasında sosyal medyayı öncül kaynaklardan biri olarak görmektedirler. Tabi ki sosyal medya aracılığıyla bulunan verilerin depolanması özel hayatın deşifre edilmesi gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Ancak sağlık çalışanları bu sorunu çözmek üzere özel hayatın gizliliği ilkesini tehlikeye atmadan veri toplamanın yollarını aramaktadır. Bu konuda, sağlık birimlerinde çalışanlara özel bir eğitimin verilmesine, özel hayatla ilgili yasaların incelenmesine ve sosyal ağlarda veri toplanırken özel filtrelerin kullanılmasına özen gösterilmelidir.