Oculus Rift, Project Morpheus (Playstation VR) ve HTC Vive gibi sanal gerçeklik cihazlarının ortaya çıkmasından sonra, bu tarz ekipmanların sadece eğlence ve simülasyondan ziyade sağlık alanında da kullanılması kaçınılmazdı.

British Journal of Psychiatry Open’da paylaşılan son araştırmaya göre, sanal gerçeklik teknolojilerini kullanmak depresyonla mücadelede etkili bir yöntem olabilir. Bu tarz teknolojilerin özgüveni arttırması, şefkat duygusunu geliştirmesi ve kişinin kendini daha az eleştirmesini sağlayacağı düşünülüyor.

Araştırmacılar başlangıç olarak, 15 depresif yetişkini seçip, 3 celse sanal gerçeklik terapisinden geçiriyorlar. İlk aşamada sanal gerçeklik gözlükleri takan denekler, öncelikle karşılarında oturan ve ağlayan bir çocuğu konuşarak yatıştırmaya çalışıyor. Daha sonra ise karakterler yer değiştiriyor ve kendilerini çocuğun gözlerinden görüyorlar. Bu sayede kendi kendilerine şefkat göstermeyi deneyimliyorlar. Hastalar 3 hafta boyunca sürekli katıldıkları bu celseler sonucu, bazı sorgulamalara tabi tutulmuşlar. Sonuç olarak 9 hasta depresyon belirtilerinde azalma olduğunu söylerken, ağır depresyon altında olan 4 kişi ise depresif belirtilerinin şiddetinin düştüğünü dile getiriyor.

Araştırmacılardan Dr. Chris Brewin, bu tarz uygulamalar sayesinde terapiste gitmeye çekinen kişilere farklı şekillerde yardım edilebileceğini belirtiyor. Ayrıca bu deneylerden elde edilen bilgilerle, terapilerin daha da geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.