Aralarında Manchester Üniversitesi‘nden uzmanların da bulunduğu uluslararası bir grup araştırmacı Dr. David J. Lewis liderliğinde yeni bir sensör geliştirdi. Bu sensörün potansiyel olarak bir kişinin kalp krizi geçirdiğini tespit ederek hastaların hayatta kalma şansını arttıracağı söyleniyor.

Kardiovasküler hastalıklar 30-70 yaş aralığındaki yetişkinlerin ölüm nedenlerinin %30’unu oluşturuyor. Bu da tüm kanser türlerinin toplamının sebep olduğu ölümlerden bile daha büyük bir sayıya tekabül ediyor. Bu yüzden kalp hastalıklarının önceden tespiti doktorlar için büyük önem teşkil ediyor. Zira bir kişi kalp krizi geçirdiğinde vücuduna birçok kimyasal salgılanıyor ve teşhis için uzun süren kan tahlilleri gerekiyor.

Resmi açıklamaya göre Manchester’dan Dr. Lewis ve meslektaşları Hindistan’dan Institute of Nano Science and Technology (INST) ile çalışarak 2014 yılından beri bu sensör üzerinde çalışıyorlarmış. Bu çalışma sürecinde DNA ile kaplı “iki boyutlu az katmanlı siyah fosfor” tabir edilen nano düzeyde bir sensör geliştirilmiş. Teoriye göre hareketsiz DNA, miyoglobin adı verilen ve kalp krizi anında salgılanan bir kimyasala yapışıyor. Bu madde ise daha sonra basit bir elektrik testi ile tespit edilebiliyor.

Bu çalışma iki boyutlu az katmanlı siyah fosforun biyolojik tespit alanında ilk kullanımını temsil ediyor. Söylenilene göre bu test hasta kişi yatağından kalkmadan uygulanabiliyor ve teşhisi yavaşlatacak merkezi laboratuvarlara ihtiyaç duymuyor. Kullanılan DNA biyolojik hedef tarafından yerleştirilen kimyasal verilerle geliştirildiği için bu sistemin küresel bir nitelik taşıdığı ve miyoglobin dışındaki hedeflere de uygulanabileceği belirtiliyor.

 

Kaynak:

http://www.manchester.ac.uk/discover/news/scientists-develop-revolutionary-heart-attack-sensor/