Apple Yeni Patentlerle Sağlık Sektöründe “Yenilikçi” Ünvanını Sürdürebilecek mi?
Apple 2008 yılında mobil uygulama pazarı olan AppStore’u kullanıma açmadan önce, akıllı telefonların ve uygulamaların hayatımızda hiç bir yeri yoktu. Hatta henüz bir kaç sene öncesine kadar mobil uygulama demek, çoğu kullanıcı için bedava mesajlaşmaktan öte bir anlam taşımamaktaydı. Fakat gün geçtiktçe ve akıllı telefonlar kendilerini geliştirip yeteneklerini arttırdıkça, insanların telefonlarına olan bağımlılıkları da git gide arttı. Hava durumundan navigasyona, eğlence ve oyun zevkinden sağlık ve ekonomiye kadar pek çok konu hakkında mobil uygulamalara danışılmaktadır. Sağlık sektörü de bu gelişmelerden geri kalmamış ve günden güne bu pazar içindeki payını da artırmaktadır. Bu artırmanın bir sonucu olarak, büyük akıllı telefon üreticileri Apple ve Samsung sağlık alanına özel yeni uygulamaları da başlatmıştır.
Mobil dünyanın insanı şaşırtan bazı istatistiklerine HubSpot’un paylaştığı aşağıdaki sunum aracılığıyla ulaşılabilir:
Haziran ayında yayınlanan bu sunumda oldukça ilginç bilgileri bulunmaktadır:
1. Dünya üzerinde 6.8 milyar insan yaşamaktadır ve 4 milyar mobil cihaz kullanıcısı bulunmaktadır.
2. Günümüzde mobil cihaz kullananların %91′i günün büyük kısmını akıllı cihazlarıyla geçirmektedir.
3. A.B.D.’de yaşayan akıllı telefon kullanıcılarının %25′i bu cihazları yalnızca internete bağlanmak için kullanmaktadır.
4. Şu an cep telefonlarının sayısı, dünyadaki bilgisayarların sayısından 5 kat daha fazladır.
5. A.B.D.’de yaşayan yetişkinlerin %82′si mobil cihaz kullanmaktadır.
6. Akıllı telefon kullanıcılarının %74′ü cihazlarını alışveriş yapmak için kullanmaktadır.
7. Dünyada dijital pazarlama oranlarına bakıldığı zaman, akıllı telefonlar ile kullanılan indirim kuponları ve kodları eski tip olan kuponlara göre 10 kat daha fazla kullanılmaktadır.
Tüm bu mobil gelişmeler bir yana, sağlık sektörünün aslında dijital dünyaya girişini sağlayan şey Apple’ın tüm alışkanlıklarımızı değiştiren ürünlerinden biri olan tabletler sayesinde oldu. Günümüzde farklı işletim sistemlerini ve farklı donanımlarda (ve tabii ki fiyatlarda) piyasada bulunan tabletler bulmak mümkün. Fakat tüm bu çeşitliliğin içinde Apple, liderliğini bana göre hiç bir zaman düşürmedi ve ilk iPad tanıtımından bu yana tablet piyasasının gerçek lideri görevini üstlenmeye devam etti.
Sağlık çalışanları, başını Apple’ın çektiği mobil gelişmeler ve uygulamalar sayesinde, bilgiye ulaşımın gerçekten zor olduğu bölgelerde etkin bir şekilde hizmet verebildi. Kenya ve Haiti gibi az gelişmiş ülkelerdeki sağlık çalışanları mobil teknolojiler sayesinde, dolaylı da olsa, pek çok hayat kurtardığını söylemek yanlış olmaz.
Sağlık odaklı uygulamalardan sonra ise, özellikle Apple ürünlerine yönelik olan ek aparatlar sayesinde, artık hem doktorlar hem de hastalar mobil cihazlarıyla basit düzeyde sağlık kontrollerini yapabilmektedirler.
App Store’da bugün IMS Health‘in sunduğu verilere göre 44 bine yakın mobil uygulama sağlık kategorisi içinde bulunmaktadır. Uyku düzeninizi takip etmenizi sağlayan uygulamalar olduğu gibi, anne adayları için rehberlik ve bilgilendirme hizmeti sunan uygulamalar da mevcuttur. İlaç şirketlerinin de uygulama pazarına dahil olmasıyla birlikte bu çeşitlilik daha artmış gibi gözükmektedir. Gerçek bir Apple hayranı olmasam da Tek Doz Dijital’de bulunduğum süre boyunca, sağlık sektöründeki neredeyse tüm mobil gelişmelerin Apple ve ürünleri sayesinde ortaya çıktığını düşünüyorum. Samsung gibi diğer akıllı telefon üreticileri ise bu konuda Apple’ın oldukça gerisinden gelmiştir. Samsung’un yakın bir zamanda tüm dünyanın beklediği bir ürün tanıtımında kendi mobil sağlık uygulamasını tanıtması ve yer vermesi en azından tüm bu gelişmelerin geç de olsa artık farkına vardığını düşündürtüyor bana.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Benim aslında bu yazıya başlama sebebim bugün (biraz geç olsa da) Apple ile ilgili bir patent haberini almam oldu. Bu habere göre Apple, kendi cihazlarını sorunsuz bir şekilde çalışan kalp ritmi ölçer sensörlerle donatmak istiyor. Hatta bu sensörlerin akıllı telefonların kişiselleştirilmesi ve açma-kapama fonksiyonlarını getirebilmelerinde dahi rol oynaması planlanmaktadır.
Apple’ın argümanı şu: Akıllı cihaz kullanıcısının kalp ritimleri kişiye hiç bir uğraş vermeden yalnızca kendi cihazlarına giriş yapabilmelerini ve kişiselleştirebilmelerini sağlayabilir. Kullanıcının EKG ölçümlerinde bulunan bazı özel tepe noktalarının tanımlanmasıyla bu işin yapılabileceğini savunan Apple bakalım hangi yeniliklerle gelmeye hazırlanıyor? Patent belgesine buradan ulaşabilirsiniz.
Submit a Comment