Avrupa Birliği ve PwC tarafından hazırlanan ve geçtiğimiz mart ayında yayınlanan raporda, Avrupa Komisyonu’nun Dijital Ajanda’dan sorumlu Komiseri Neelie Kroes, birliğe bağlı ülkelerdeki sağlık kurumlarının e-sağlık konusunda vites arttırmaları gerektiğini belirtmektedir.

İzlanda ve Norveç ile 28 avrupa ülkesinde bulunan 1.800 sağlık kuruluşunda her iki yılda bir yapılan araştırma, e-sağlık sisteminin hastane bünyesinde ne derece ilerleme kaydettiğini analiz etmektedir.

Araştırma 4 temel göstergeyi baz almaktadır:

–          Bilişim teknolojisi altyapıları

–          İşlevsellik ve dijital uygulamalar

–          Elektronik veri değişimi sistemleri

–          Güvenlik ve veri gizliliği prosedürleri.

2010’dan bu yana, Avrupalı ülkelerin büyük çoğunluğunda dijital sürecin sağlık hizmetlerine ve hasta ilişkilerine entegre edilmesi oldukça yavaş bir tempoda ilerlerken; dijital sisteme iyi adapte olmuş Danimarka, İsveç, İngiltere ve Hollanda ile gelişmeleri takip edemeyen Slovenya, Polonya ve Yunanistan gibi ülkeler arasında büyük bir tutarsızlık mevcuttur.

Araştırma bünyesinde incelenen sağlık kurumlarının %68’i, bütçelerinin %1’i ila %3’ünü bilişim teknolojilerine ayırmaktadır. Bu yatırımlar ise; dijital arşivleme, medikal verilere erişim sistemleri, elektronik reçete ve bilgi değişim sistemleri (radyoloji, testler, klinik tedaviler) gibi branşlarda yoğunlaşmaktadır.

Bilişim alanındaki global gelişmelere rağmen, sağlık sektöründeki yüksek kalite internet erişimi ve kurumsal iletişim sistemleri yetersiz kalmaktadır. Sağlık kurumlarının  %16’sı, 100 Mps üzerinde internet bağlantısına sahipken, %39’u kablosuz internet ağı kullanmaktadır.

Diğer yandan, Avrupa Birliği’nin sağlık kurumlarına finansal ve eğitimsel desteklerine rağmen elektronik sağlık kaydı sistemi istenilen ölçüde ilerleme göstermemekle birlikte teletıp için atılan adımlar küçük ölçeklidir.

Bununla beraber, sağlık kurumlarının ortalama %90’ı hastaların kişisel sağlık verileriyle ilgili paylaşım yapmamaktadır.