Günümüzde sosyal medyanın yüz yüze etkileşimi azalttığı söyleniyor. Bazı firmalar ve yöneticilerin paylaştıkları dışında sosyal medyada yazılanların çoğu, aslında kullanıcısını yansıtıyor. Birçok kullanıcı medya içeriklerini sadece tüketirken bazıları (%7.5’i) aynı zamanda üretim de yapıyor.

Tıbbi bir pencereden bakarsak birçok insanın sosyal medya sayesinde kendini eğitebildiğini ve benzer hastalıklara sahip kişilerden destek aldığını görüyoruz. Tabii bu destek yapıcı olduğu kadar bazen yıkıcı da olabiliyor. Örneğin anksiyete ile mücadele için yöntemler arayıp bulabilen birisi aynı zamanda anoreksiyayı teşvik eden sayfalara da denk gelebiliyor.

Social Science & Medicine dergisi, bireylerin içerik üretimi ve tüketiminin çevrimdışı etkenler ve sosyal medya kültüründen etkilendiğini anlatan bir makale yayımladı.

Araştırmacılar bu çalışma boyunca 18-30 yaş arasındaki diyabet hastalarıyla ve yaygın psikolojik rahatsızlıklara sahip kişilerle kafeler, daireler ve üniversite kampüslerinde röportaj yapmışlar. Bu kişilere teşhis, hastalıkla mücadele ve sosyal medyada hastalıkla ilgili paylaşımlar hakkında sorular sorulmuş.

Bulgulara göre kullanıcının cinsiyeti, teşhis konulduğu anki yaşı ve çevrımdışı ortamda akranlarından aldığı destek, kişinin içerik üretimi ve tüketim alışkanlıklarını etkiliyor. Kadınlar sosyal medyayı sağlık bilgileri bulmak için erkeklerden daha fazla kullanıyor. Diyabet ve akıl sağlığı konusunda yapılan teşhisler, insanları farklı bilgileri aramaya teşvik ediyor. Lakin iki hastalığa da sahip olan kişiler genellikle yardım için sosyal medyaya başvuruyor.

İki cinsiyet de sosyal medyada destek bulurken bir yandan da bilgilerinin güvenliği konusunda endişe ediyor. Genç yaşta teşhis konulan kişiler ailelerinden daha fazla destek alıyor. Günlük hayatta fazla destek bulamayanlar ise bunu sosyal medyada arıyor. Bu sayede kişilerin içerik üretme ve tüketme potansiyelleri artıyor ve “süper kullanıcı” oluyorlar.

Pek çok kullanıcıya göre sağlık bilgilerini yaymada Twitter daha başarılı bir platform. Bunun nedeniyse Twitter’ın daha güvenli olması ve geleneksel düşüncelere daha az yer vermesi.

 

Kaynak:

• HCPlive