Sosyal Medya İlaç Sektörü İçin Fırsat mı Yoksa Tehdit mi?
Katherine Relle, Londra Ekonomi Okulu’nun (LSE) eski bir öğrencisi, son zamanlarda insanların konuştuklarından yola çıkarak sosyal medya ve ilaç sektörünün nasıl bir ikili olacağı üzerine düşünmeye başlamış ve geçen hafta ePharma’nın zirve toplantısına katılmış. Katıldığı panelin moderatörlüğünü WEGO HEALTH’in Genel Müdür Yardımcısı Bob Brooks yapmıştır. WEGO toplum liderleri, blog yazarları gibi sağlık için sosyal medyayı aktif kullanan kişilerden oluşan farklı bir sosyal ağ platformudur ve üye olmak ücretsizdir. Michael Weiss, Tiffany Peterson, Dee Sparaciove Casey Quinlan’ın da katıldığı bu panelde savunucular tarafından, kendi grup üyeleriyle iletişim ve eğitim için sosyal medyanın kullanımı tartışılmıştır.
Media Post’un haberine göre, önde gelen ilaç şirketlerinin % 50’den fazlası sosyal medya ve diğer dijital pazarlama türlerini hastalık tanısı ve ürün bilgisi almak için bir araç olarak kullanacağını ve bu sayının da gün geçtikçe büyüyeceğini belirtmektedir. Firmalar, sosyal medyada (Facebook, Twitter, Linkedin vb.) hastalara ve ilgililere yönelik bilgilendirme amaçlı platformlar açabilirler. Ancak bu platformlarda, hiçbir ilaç ve benzeri ürünün tanıtımı yapılamaz.
Aralık 2012’deki FDA-CMS Zirvesi’nde, İlaç Değerlendirme ve Araştırma Merkezi’nin (CDER) Düzenleyici Program Müdür Yardımcısı Douglas C. Throckmorton, “An sağlık sektöründe bir dönüşüm anı.” dedi. Beklentiler, kaynaklar hızla değişiyor ama ilaç şirketlerinin sosyal medyadaki yerini almalı ve bu mecrayı yönlendirmeli. Douglas C.‘nin dikkat ettiği başka bir nokta ise bugün birçok tedavinin mevcut olduğu, ancak tedavi şekillerinin, uygulamalarının ve bilgiye erişimin büyük ölçüde değiştiğiydi.
Hastalar ve klinisyenlerin istedikleri:
- Yeni ürünlerin daha güvenli ve daha etkili olması
- Gelişim sürecine katılımın artırılması
- Özellikle pazarlama sonrası daha kesin ve anlaşılır bilgi sunulması
2013 yılı için temel öncelikler, ana hatlarıyla şunlardır:
- Tıbbi ürün tartışmalarında hasta katılımı
- Hasta odaklı ilaç geliştirme
- Hastanın hastalığa bakış açışında daha sistematik ve geniş bir yaklaşımda bulunma
- Sosyal medyada belirli bir tedavi alanında yer alma
Hasta üzerindeki tüm bu noktalara odaklanınca, yönetmelik veya kurumsal sosyal medya politikası ilaç sektörü hakkında gerçek bir değişime izin verilmeli mi sorusunu akılda bırakıyor. FDA’nın Cihazlar ve Radyolojik Sağlık Merkezi (CDRH) tarafından yayınlananan 2013 Stratejik Önceliklerin rapor maalesef sosyal medya için herhangi bir desteği içerisinde bulundurmuyor. Sektördekilerin iddiasına göre bu çalışma eski yasaların ve rehber eksikliğinden kaynaklanıyor. FDA’nın rehber dokümanı sosyal medyanın kullanımı hakkında hala tam olarak yanıt verememektedir. Aynı durumun bizim ülkemizde de geçerli olduğu aşikar.
Facebook, Twitter, LinkedIn gibi iletişim kanalları hastalıkların tartışıldığı, ilaçlarla ilgili bilgilerin paylaşıldığı, firmaların kendini anlatabildiği platformlardır. İlaç sektöründekilerin sosyal medyadaki yerini belirleyecek olansa müşteri kitlesinin özellikleri, ürünün pazardaki yeri ve geliştirdiği stratejisi olacaktır.
Yeni teknolojileri kullanan bazı firmaların (Abbott, Actelion, Novo Nordisk, Boehringer Ingelheim, Eli Lilly, ProPharma, Genentech, Roche, GlaxoSmithKline, Janssen, Takeda, Vertex, Merck, Sharp & Dohme, Watson, Nektar, Wyeth, Schering-Plough ve Xanodyne) iletişim ve eğitim amaçlı olarak sosyal medyada hızla büyümesi bekleniyor. Özel bir şirketinin yaptırdığı araştırmaya göre ise Pfizer, Johnson & Johnson, Novartis ve Sanofi dünyada sosyal medya alanında en fazla bilinen ve kullanıcıların dikkatini çekmeyi başaran şirketlerdir. 2012 Ağustos’ta Sanofi ilk defa bir ilaç şirketinin kurumsal olarak sosyal medyada yer almasının ötesinde tedavi alanında aktif şekilde sosyal medyada varoluşun örneğini sergiledi. Sektörün umudu, hastalık durumu ve ürün bilgilerine ulaşmak için sosyal paylaşım siteleri, internette hazırlanan yayın ve çevrimiçi videoları araç olarak kullanmanın giderek artacağı yönünde.
Dijital pazarlamacılar bilgiyi hızlı yaymak için sosyal paylaşım ve iletişim sitelerini bir tür araç olarak görüyorlar. İlaç şirketlerinin sosyal medyada gerçekten başarılı olması için onların ürünleri veya ilaçlarını satın alanlarla en etkili iletişim yollarını bulmaları gerekmektedir ve aynı zamanda harici ürünlerin satın alınmasındaki etkinlikleri de pazar araştırması yaparak tespit etmeleri gerekir. İlaç sektörü yasa ve yönetmelikler gereği pek çok düzenlemeyle kontrol edilmektedir bu yüzden firma çalışanlarına bu alanda pek çok yükümlülük düşmektedir. İlaçların insan vücuduna yaptığı katkı gibi firmaların da savunma sistemlerini güçlendirmeleri gerekmektedir. Sosyal medya her an yeni bir kriz doğurabilen bir alandır. Kriz durumunda sektördekilerin hazırlıksız yakalanmaması için konuyla ilgili bir takım oluşturmakta fayda vardır. Aksi takdirde sosyal medya onlar için büyük bir tehdit unsuru olabilir.
Submit a Comment